17 Mart 2020 – Salı
22.30civarı; birazdan Masal’ı uyutacağım. Bu gün sıra bende.
Aslında her gün kim uyutacak diye yazı tura atsak eğlenceli olur. Bingo bunu
Duygu’ya önereceğim. Bu tip oyunların galibi ben olurum genelde. Ha ha…
10.00 gibi; sabahtan başlayalım. Süt getiren teyzenin
uyandırmasıyla güne başladık. Kahvaltı her zamanki gibi bizim azmanın masaya
oturmayıp mızmızlanmasıyla gerildi. Hadi burada trajikbabagillercemaatine giriş
kurallarını belirleyelim. Çocuğu mızmızlanmadan yemek yiyenler bizden küfür
yemeden bu durakta insin lütfen.
Efendim uzatmayalım. 10.30 ilk iş kazası, pardon babaca
tehdit içeren bir cümleyi kurdum. Yemek için kurduğumuz tüm oyunlaştırmaya
rağmen (anlatması uzun, bunu you tube kanalımda anlatacağım bir ara)
mızmızlanma masayı gerince annenin ataklarından sonra baba olarak top bende
kaldı ve golü atan vuruşu yaptım. Masaaaal, yemeğini yemezsen seni odana
kilitlerim ona göre.
Trübünlerden gelen uuuu sesini duyar gibi oluyorum. Valla
7/24 pedagojik dili sürekli koruyan anne ve babanın çocuğuna allah sabır versin
diyerek kahvaltının bir süre sonra tamamlandığını bildirip zamanı biraz ileri
sarayım.
11.00 den biraz sonra. Kafamda üç tane taç. Bileğimde
bilezikler. Öğretmencilik oynuyoruz. Bu oyun içinde Masal’a okulundan verilen
etkinlikleri yapıyoruz. Ben Tuğçe öğretmen. Kakası geldiğinde Sevgi Teyzesi.
Neyse arada ders yapılıyor derken dilimi eşşek arısı soksun bir şaka yapıyorum.
Masaaal, önüne dön arkadaşlarının dikkatini dağıtıyorsun. Masal oturduğu yerden
ağlayarak yanıma geliyor. Artık oy-na-mak is-te-mi-yo-rum. Dilimi eşşek arısı
soksun demiştim ya, bir kere de sokmasın. Etkinlik yarım, oturduğum yerden
çocuğu yönlendirerek oynanan oyun son. Ki en sevdiğim oyun türü, benim rahatımı bozmadan oynadığım oyunlar.
Araya giren pazar alışverişi falan. Saat oldu 14.00 belki de
15.00. Hava güzel. Dışarı çıktık. Komşumuzun çocuğu Burak da (6 yaş) annesiyle
oynamaya çıkmış. En iyi oyun arkadaşı akran. Güneşe çekilmiş sandalye, elimde okuduğum
kitap (Haruki Murakami-İmkansızın Şarkısı) gel keyfim gel. Yaklaşık 40 dakika.
İşte ideali bu dostlar. Açık hava, kendi kendilerine oyun ve sizin de keyif
yapabilme özgürlüğünüz.
Burak eve gidince arkadaşlık işlevi bana kaldı. Evimizin
arkasının zeytinlik olması ve toprak yürüyüş yolumuz bir avantaj. Çünkü doğa en
iyi arkadaş. Boa ismini verdiğimiz ağaca tırmanma, bebekliğinden beri
sevdiğimiz köpiş, kum tepeleri Masal’ın iyi vakit geçirmesinde çok etkin rol
oynuyor. Aynı mevziyi paylaştığım yoldaşlarım, üşenmeyin atlayın arabanıza en
yakın kırsala sürün. Doğadan daha iyi mürebbiye bulamazsınız. Burada bana hadi len diyenler, lütfen siz de bu durakta inin. Yolun sonu sizin gitmek
istediğiniz yer değil.
Akşam 18.00’e doğru evdeyiz. Bir seans daha çizgi film.
Burası bana nefes aldırdı. Biraz yaz çiz işleri. 19.00 civarı sabah yarım
bıraktığımız Tuğçe Öğretmencilik ve Sevgi teyze olma hallerini kazasız belasız
atlattım. Şaka yapmadan tam bir öğretmen gibi davranarak ve her doğru
yapılandan sonra ele gülen yüz çizerek.
Yemek hazırlığında mantarları dörde bölme görevini benden
iyi yaptı Masal. Beş yaşındaki çocuğa bıçak verip mantarı böldüren cani
anne-baba diyenler, sizi de bu durakta bırakalım.
Sonra yatana kadar kendi başına geçirdiği zamanlar. Can, can…
Hele böyle zamanlarda tam kuzu.
Uykuya çıkartırken öğretmenim beni sen mi uyutacaksın dedi,
bozmadım. Evet, bugünkü güzel etkinlikten sonra seni uyutmaya geldim dedim,
yüzünde inanmış tatlı bir gülümseme. Bir öğretmen gözünden Masal’ın günü
hikayeleştirme. Dedim ki; sakın arkadaşlarına seni uyutmaya geldiğimi söyleme
kıskanırlar. Dedi ki Masal’da biliyor, beni kıskandı ama.
Şu an Masal uyuyor bendeyse bir İnception filminde olma
hali.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder