28 Mart 2014 Cuma

Fantastik Bir Çocuk Oyunu

27 Mart Dünya Tiyatro gününde fantastik bir oyunla sahnedeydik. Şahinkaya Koleji 5.sınıf öğrencilerinden oluşan Tiyatro Fantastik "Yasemin'in Rüyası" isimli oyununu başarıyla sahneledi.

Metnini dört yıl önce yazdığım ve Jasmin'in Rüyası ismi ile Nilüfer Sanat çocuk grupları ile sahnelediğimiz oyunu okulumuzda "Ayrıntıda Okulum" teması kapsamında başarı kaygısı olan bir Şahinkayalı öğrencinin dönüşüm hikayesini anlatıyor. Oyunda okulumuz fantastik bir mekana dönüşüyor ve kahramanımız Yasemin tüm engelleri kendi kafasında yarattığını fantastik bir yolculukta fark ediyor.

Oyunu Esra Güneş yönetti, ışık ve müzik uygulamada da Alpaslan Çolak yer aldı.

Yasemin'in annesi baskı yapar


Fantastik yolculuk uyuyan okul kapısında başlar

Okulun bahçesindeki kargalar Yasemin nedeniyle mutsuzdur

Okuldaki papatyalar Yasemin'e çıkış için yardım eder

27 Mart 2014 Perşembe

Brett Bailey'in Dünya Tiyatro Günü Bildirisi

Bugüne kadar okuduğum en güzel bildirilerden biri:
Brett Bailey’in 27 Mart 2014 Dünya Tiyatro Günü mesajı

Bastırılması olanaksız Gösteri Ruhu insanların toplandığı her yerde açığa çıkar.
Ufacık köylerin ağaçları altında, küresel metropollerin yüksek teknik donanımlı sahnelerinde; okul salonlarında ve tarlalarda ve tapınaklarda; kenar mahallelerde, kent meydanlarında, toplantı merkezlerinde ve yoksul bölgelerin bodrum katlarında insanlar türümüzün karmaşıklığını, çeşitliliğini, kırılganlığını kanlı canlı varlıklarıyla, nefesleriyle, sesleriyle dile getirerek sohbet etmek için yarattığımız kısacık ömürlü tiyatro dünyalarında birbirlerine sokulurlar.

26 Mart 2014 Çarşamba

Hayvan Çiftliği Projesinde İkinci Adım Sona Erdi

Nilüfer Sanat genç oyuncularımızla bugün projenin ikinci adımını yani oyunun mizansenlerinin belirlenmesi işini bitirdim. Haftaya projenin üçüncü adımına –tüm oyuncularımıza metin dağıtarak ayrıntı çalışmalarımıza- başlayacağım.

Oyunun sonu:

BENJAMİN: (Telaşla içeri girer.) Hey salaklar. Görmüyor musunuz arabanın üstünde ne yazıyor?
HAYVANLAR: Ne yazıyor? Ben okuyamadım neymiş? Ben de bilmiyorum.
BENJAMİN: At kasabı yazıyor. Deri alınır ve kemiklerden tutkal yapılır yazıyor. Boxer’ı köpek maması yapacaklar.
CLOVER: Boxer. Çık oradan seni kasaba götürüyorlar.
HAYVAN 1: Çık oradan. Seni boğazlamaya götürüyorlar.
(Bir iki hayvan sahneden arabayı kovalamaya çıkar. Nefes nefese geri dönerler.)
HAYVAN 2: Yetişemedik.
HAYVAN 1: Zavallı Boxer kapıyı tekmeliyordu ama gücü olmadığı için işe yaramadı.
HAYVAN 2: Arabayı çeken atlara onu götürmemesi için yalvardık ama onlar dönüp bize bakmadılar bile.

Selam

Napolyon ve diğerleri diğer hayvanlar açken keyif yapar


Clover ve diğer hayvanlar Boxer'ın kasaba gönderildiğini anlar

Oyunun finaline doğru sahnenin duygusu çalışılıyor


24 Mart 2014 Pazartesi

“Lorca’nın Acıklı Güldürüsü” Ardından Bir Geri Bildirim Uygulaması

Aşağıdaki yazı Tiyatro Boğaziçi'nin okulumuzda sahnelediği "Lorca'nın Acıklı Güldürüsü" isimli gençlik oyununun ardından öğrencilerimizle gerçekleştirdiğimiz değerlendirme uygulamasıdır. Yazı bugün itibari ile Mimesis internet portalında da yayınlanmıştır.

Tiyatro Boğaziçi gençler için takdire değer işler üretmeye devam ediyor. Aşağıdaki yazı da ekibin yeni sahnemizde (Şahinkaya Büyük Sahne) tüm ortaokul öğrencilerimize sahnelediği oyunları üzerine yapılmış değerlendirme çalışmasının notlarıdır. Bu çalışma biri beşinci sınıf diğeri de altıncı sınıf olmak üzere iki farklı grupta, kırk dakikalık drama dersleri içinde gerçekleşmiştir. Uygulama okulumuz ortaokul öğrencilerinin drama derslerine ve tiyatro kulüplerine giren Esra Güneş ile birlikte yapılmıştır. Uygulama notlarının sonunda drama eğitmeni Esra Güneş’in oyuna ve uygulamaya dair görüşleri de yer almaktadır.
Aşağıdaki değerlendirme okulumuz 5A sınıfı öğrencileri ile gerçekleştirilmiştir. Öğrencilerimizin tamamı halen drama dersi görmekte, bir kısmı da kulüp etkinliği olarak tiyatro yapmaktadır.

23 Mart 2014 Pazar

Ben, Olmak İstediğim Ben

Bugün "Sosyal Medyaya Farklı Bakmak" atölyesinde facebook kullanıcısı gençlerin sosyal medya kullanımını aileleri ile birlikte tartıştık. Atölyenin ilk bölümünde eğlenceli oyunlarla facebook kullanıcılarının yaşayabileceği problemleri, ikinci bölümde sosyal medyanın geleceğini ve bir tüketim öznesi olarak çocukları-gençleri ele aldık. Üçüncü bölümde ise internet suçları ve özellikle cinsel istismara yönelik tehditleri üçüncü bir alan yaratarak ele aldık. Değerlendirme sürecinde ise sosyal medyanın gençlerin karakter gelişimindeki etkisini 'ben, olmak istediğim ben' meselesini konuştuk.

Günün cümlesi: Annemle oyun oynamaktan ve birlikte bir şey öğrenmekten çok keyif aldım.

Isınma aşamasından bir paylaşım

Keyifli bir doğaçlama anı

Bu egzersizin giriş cümlesi, hızlı tüketmeye alıştık bu egzersizle yavaş olmanın kıymetini anlayalım



21 Mart 2014 Cuma

Abuk Subuk Bir Çocuk Oyunu

Dünkü yazımda şenlik açılışımızı konu aldığım için dün akşamki açılış oyunumuzu yazmak bugüne kaldı. Öncelikle başlığı açıklayarak başlayayım. Oyunda öyle uçtuk ki, çocuklar oyunlarını abuk subuk bir oyun ama çok eğlenceli diyerek anlatmaya başladılar.

Oyunumuzun ismi "Yeni Okul Gelince", oynayan grubumuz okulumuzun en minik tiyatrocularından oluşan Tiyatro İlk Adım Topluluğu. Tamamı 4.sınıflardan oluşan onsekiz kişilik canavar gibi bir grup.

Bu yıl temamız "Ayrıntıda Okulum" olunca bu topluluğun da hikayesini tema odaklı planladık. Çalışmalara başlarken çocuklara verdiğimiz çıkış noktasının, tam bir kartopundan çığa dönüşme durumu olacağını da hiç öngörmedik. Fikir çok basitti. Bu yıl yapılan yeni binamızı, eski binamız kıskanır ve kaçar. Bir nevi eve kardeş gelme hikayesi. Kaçan okulun karşısına acayip şeyler çıkar, okul sahibi-personeli-idarecileri ve bir dedektif de okulu bulmak için peşinden bir maceraya sürüklenir.

Dolunayla dertleşerek gece ansızın bulunduğu arsadan kaçan okul ile başlayan ilk sahneden, oyunun onuncu sahnesine kadar har anı yaratıcılık, ince bir mizah ve okulun tarihçesinin de bulunduğu bu metni, bu yılın almanağında yayınlayacağız.

Oyunun metin aşamasında ve rejisinde fazlası ile emeği olan Esra Güneş'e, teknikte oyunun hatasız gidişine tecrübesi ile katkı veren Alpaslan Çolak'a ve aşağıdaki canavar kadroya teşekkürler.

Canavar kadro: Serhan Şeremet, Şimel Gültekin, Eslem Turan, Eylül Özenli, İdil İpek Toktaş, Mediha Eylül Bilim, Melda Güler, Birce Çelebi, Mert Şentürk, Kaan Alpay, Yiğit Yavuz, Filiz Gonca Bayraktar, Sıla Nazlı Can, Ece Özdemir, Neslisu Demirel, Hayat Şafakoğlu

Oyunun ilk sahnesinden
Yaşlılar ve kaçak okul
Okulun personeli psikopat bir aileye yol sorar
Ve selam...

20 Mart 2014 Perşembe

Ve Tiyatro Şenliğimiz Başladı

Bugün Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları günü. Biz de okulumuzda tüm tiyatro toplulukları ile bu sabah 7. tiyatro şenliğimizin açılışını gerçekleştirdik. Dördüncü sınıflardan, onuncu sınıflara kadar her sınıf düzeyindeki tiyatro topluluklarımız oyunlarını tanıtırken, oyunlarının içinden birer bölüm oynadılar.

Dördüncü sınıf oyuncularımızdan oluşan Tiyatro İlk Adım "Yeni Okul Gelince" isimli oldukça absürd bir çocuk oyunu ile,
Beşinci sınıf öğrencilerimizden oluşan Fantastik Tiyatro Topluluğu "Yasemin'in Rüyası" isimli bir yolculuk hikayesi ile,
Altıncı sınıf öğrencilerimizden oluşan Geleneksel Tiyatro Topluluğu "Altınlarım" isimli metnini kendi oluşturdukları bir ortaoyunu metni ile,
Yedinci sınıf öğrencilerimizden oluşan Klasik Oyunlar Topluluğu "Anton Çehov" oyunları ile,
Sekizinci sınıf öğrencilerimizden oluşan Tiyatro Ti "SBS Parodisi" isimli kendi gündemlerini tiye aldıkları bir sahne işi ile,
Dokuzuncu sınıf öğrencilerimizden oluşan Tarih ve Drama Topluluğu "Irgandı Köprüsünde Bir Telaş" isimli oyunları ile,
Onuncu sınıf öğrencilerimizden oluşan Shakespeare Company "Venedik Taciri" isimli oyun ile,

Seyircisiyle buluşacak.

Tiyatro bizde de iyidir, iyi gelir.

Bir salon dolusu oyuncu şenlik açılışında

Tiyatro İlk Adım oyuncularının oyunundan bir sahne

Tiyatro Fantastik topluluğumuzun oyunundan bir sahne

Geleneksel Tiyatro Topluluğumuzun oyunundan bir sahne

19 Mart 2014 Çarşamba

Sanat Olimpiyatları-3

İlkinde amacımızı, ikincisinde uygulamayı paylaştığım "Sanat Olimpiyatları" serisinin son yazısı iki öğretmenimizin yazılı geri bildirimlerinden oluşmaktadır.

"Grup içinde dayanışma, uyum, paylaşım ön plana çıktı.Birbirlerine güvenleri arttı. Özgüven gelişimleri daha da ileriye gitti. Kendilerine gerçek bir birey oldukları hissettirildi. Çok mutlu oldular. Onların mutlu olmasını görmek beni de mutlu etti. Anlamak için, o anları çocuklarımızı izleyip desteklememizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Ayda bir kez olsun yapılmasının daha yararlı olacağına inanıyorum."
Meserret Tandoğan - Şahinkaya Koleji 2. sınıf öğretmeni

""Bu etkinlikte öğrenciler kazanan takımın olmayacağını bildikleri halde birlik ve beraberlik içinde etkinliklerini tamamladılar. Öğrenciler grup bilinci ve işbirliği kavramlarını kazandıklarını düşünüyorum. Herşey çok güzeldi."
Betül Ferahlıer- Şahinkaya Koleji Rehber Öğretmeni

Çocuklar resim istasyonunda

Çocuklar drama istasyonunda Esra Öğretmenden yönergelerini alırken

16 Mart 2014 Pazar

Ödev Atölyesinde Öğretmenin Bulunması

Sevgili dostum Özlem'in öğretmenlik yaptığı 1.sınıf öğrencileri ve ebeveynleri ile gerçekleştirdiğim bu çalışmada sınıf öğretmeninin atölyede olmasına dair çıkarımlarım.

Olumlu etkileri,
* Aile verilen ödevlerle ilgili bazı sorularına anında yanıt alabiliyor.
* Öğretmen çocukların ödevlerle ilgili düşüncelerini oyunla, üçüncü alan yaratarak) öğrenebiliyor.
* Öğretmen velilerinin ödev konusunda yaşadıklarını görme, gerekirse özeleştiri yapma fırsatı buluyor.
* Ödevin niteliği ve niceliği tartışmalarında beklentiler karşılıklı, olumlu paylaşım koşullarında tartışılabiliyor.

Olumsuz etkileri,
* Bazı yönergelerin yanıtı öğretmen olmasa çocuklar ve aileleri tarafından daha farklı (daha gerçek) yanıtlanabilir.
* Aileler ödevi tartışmakla, öğretmeni sorgulamak-değerlendirmek ayrımını yapamayıp, nezaketle hareket ediyor. Bu da ödevi derinlemesine sorgulamayı engelliyor.

Tüm bunlara ek olarak bu çalışmanın okul dışında bağımsız bir alanda, tarafsız bir atölye yürütücüsü ile, her tarafın (öğrenci-öğretmen-veli) eşit algılanıp birbiri ile iletişim kurduğu bir mantıkta yürütüldüğünü de belirtmeliyim.

Atölyenin ilk bölümünden bir egzersiz

Çizgi arkadaşımızı adım adım yaparken, oyun oynadık


Anne-babalar çocuk oldular, ödevlerini konuştular

15 Mart 2014 Cumartesi

Ailerle Sanata Devam

Şahinkaya Kolejinde bu yıl "Elele Etkinlikleri" hız kesmeden devam ediyor. Bugün hazırlık grubu öğrencilerimiz resim öğretmenimiz Belgin Çetinel eşliğinde anne ve babaları ile birlikte resim yapmanın keyfini yaşadılar. Birinci sınıf öğrencilerimiz de dans eğitmenlerimiz Hakan Cengiz ve Miray Orduseven liderliğinde anne-babaları ile dans ettiler.

Ailelerle birlikte sanat yapmaktaki hedeflerden belli başları şunlardır:
* Aileler çocuklarının gelişim dönemlerinde bu ve bunun gibi katılımcı etkinliklerle çocuklarının ilgilerini, arkadaşları ile, yaptıkları iş ile ve çevrelerindeki diğer uyaranlarla nasıl ilişkiye girdiklerini görmüş oluyorlar.
* Çocuklar kendilerinden istenileni gerçekleştirdiklerini ailelerine göstermenin gururunu yaşıyorlar.
* Ebeveynler çocukları ile bir arada bir iş üretmenin, kaliteli zaman geçirmenin keyfini yaşıyor.

* Çocuklar aileleri ile bu etkinlikleri gerçekleştirdikten sonra derse yönelik tutumlarında olumlu bir değişim yaşıyor. Aynı şey buna neden olan eğitmene karşı da gerçekleşiyor.

Çocuklar ve ebeveynleri etkinliğe başlarken Belgin öğretmen tarafından bilgilendiriliyor

Çocuklar ve ebeveynleri etkinlik başında Hakan öğretmeni dinlerken

Ve sanatın büyülü yolcuğunda anne-oğul bir arada

Anne ve kızı birazdan yapacakları mini dansın provasını yapıyor

14 Mart 2014 Cuma

Sanat Olimpiyatları - 2

Dün Sanat Olimpiyatları'nın fikir olarak nasıl doğduğunu yazmıştım. Bugün ise uygulamayı nasıl yaptığımızı paylaşacağım.

Rehber öğretmenimiz ve ilgili idarecimiz uygulamadan bir kaç gün önce sınıfları dolaşarak çocukları ve sınıf öğretmenlerini olimpiyatlar hakkında bilgilendirdi. Çocuklar dörderli ve beşerli olmak üzere takımlarını kurup, takımlarına birlikte isim verdiler.

Uygulama günü sınıflarında her grup için bir renk olacak şekilde tulumlarını giydiler. Aynı renk tulumlar çocuklara takım vurgusu yaparken aynı zamanda resim etkinliğinde üstlerini başlarını da rahatlıkla kirleterek çalışmalarına olanak sağladı.

Okulun konser salonu çocuklar için beş istasyona ayrıldı ve sanat olimpiyatı teması ile süslendi. Dans, Müzik, Drama, Resim ve Zeka Oyunları üniteleri çocukların uygulamayı daha da ciddiye almalarını sağladı.

Çocuklar alana geldiğinde onlara kısaca olimpiyatların çıkış hikayesi ve olimpiyat ruhunun ne olduğunu anlattık. Sanat olimpiyatlarında çıkan ürünün değil de, onlara verilen sürede grubun birbirleri ile uyumunun, dayanışmalarının olimpiyat hakemlerince (sanat eğitmenlerimiz) değerlendirileceğini belirttik. Sırası ile olimpiyat hakemlerimizi tanıtıp, çocukları istasyonlara dağıttık. Her istasyonda ilgili sanat eğitmeni arkadaş onlara 10 dakikada gerçekleştirebilecekleri işleri anlattı ve süre eş zamanlı başladı.

Örneğin: Müzik öğretmenimiz çocukların içinde boza, kış, tatil vb. kelimlerin olduğu bir şarkı yazmaları ve seslendirmelerini istedi. Süreç boyunca da çocukların çalışmalarını gözlemledi.

Dans köşemizde Miray ve Hakan öğretmen çocuklarla

On dakika sonunda her istasyondaki iş hakemlerce değerlendirildi ve gülen yüz, üzülen yüzlerle bu değerlendirme paylaşıldı. Takımların isminin yazdığı tahtalara bu gülen yüzler eklendi. Bu süreç her takımın her istasyonda on dakikalık iş üretmesi ile devam etti.

Uygulama bittiğinde çocuklara eğlenip eğlenmediklerini, olimpiyat ruhunu grupları ile yaşayıp, yaşamadıklarını sorduk. Hepsi coşkuyla çok keyif aldıklarını paylaştı. Puanları toplayıp bir galip açıklamanın bu aşamada önemli olup olmadığını sorduk, çoğu kendinden önemli olan kazanmak değildi diye bilgiç bilgiç yanıt verdi.

Deniz öğretmen küçük bestekarlarla

Sonra onları öpücüklerle sınıflarına yolladık.

Bu çalışmanın özü: Sanatta yarıştıran ve ayrıştıran olmamayı; paylaştıran olmayı hem de okulumuzun en rekabetçi yaş grubu ile deneyimledik. Ve bir saatin üzerinde her istasyonda istisnasız birbirine sarılarak, kafa kafaya vermiş küçük çocukları gülümseyerek izledik. Sakin, çok sakin ve huzurlu bir çalışmanın nasıl yapılabildiğini kendimize ve sınıf öğretmenlerine gösterebilmiş olduk.


Zeka oyunlarında çocuklar oylamalarda bile işten kafalarını kaldırmadılar

Olimpiyat başkanımız resim istasyonunda görev verirken

13 Mart 2014 Perşembe

Sanat Olimpiyatları - 1

Okulumuzda (Şahinkaya Koleji - Bursa) üç gündür uyguladığımız ve her uygulamasında ayrı bir kıvanç duyduğumuz Sanat Olimpiyatları'nı üç ayrı yazı ile anlatacağım. Bugün sanat olimpiyatlarının çıkış hikayesini, yarın uygulamada neler yaptığımızı, üçüncü yazımda ise yapılan iş ile ilgili değerlendirmeleri paylaşacağım.

Tarih: Ara tatil
Yer: 2.sınıflar öğrenci şura toplantısı

İlk dönem değerlendirmeleri ve çocukların gelişiminin paylaşıldığı toplantıda ikinci sınıf öğrencilerimizin paylaşma, bir arada bir iş yapabilme becerilerinin genel olarak geliştirilmesi gerektiği konusunda tüm öğretmen arkadaşlar fikir birliğine varmışlardı. Bu durum etrafında öğretmen arkadaşlar görüşlerini belirtirken 2.sınıflar resim öğretmenimiz Gözde Kükrek, çocukların gruplar halinde birbirleri ile paylaşarak yapabilecekleri bir sanat organizasyonu geliştirebileceğimizi önerdi. Çocukları istasyonlara ayırarak yapacağımız bu işe daha orada "Sanat Olimpiyatları" ismini verdik.

Mesleğe daha bu yıl başlayan bu genç öğretmen arkadaşımızın önerisi tecrübeli rehber öğretmenimiz Hatice Süsler ve ilköğretim okulu müdür yardımcımız Nermin Rençber tarafından da coşkuyla karşılandı ve desteklendi. İkinci dönem başladığında bir dizi toplantı yaptık. Sanat zümresindeki diğer sanat disiplinlerindeki eğitmen arkadaşların da projeyi fazlasıyla sahiplenmeleri ve katkı vermeleri ile sanat olimpiyatlarının tasarımı son halini aldı. Yaklaşık iki hafta önce de uygulama için gerekli hazırlıklar başladı. Olimpiyat alanı ve çocukların formaları için vaktinde işler üretildi.

Günün farkındalığı (kendime :) ):
* Ne işim var bu toplantıda diye kendi kendime söylendiğim yerden bir sorun çözümü için harika bir iş çıkabileceğini öğrenmiş oldum.
* Çocuklar için çok yararlı olabilecek ve çocuk dünyasına bu kadar içten değebilecek yararlı işleri öneren öğretmenin illaki tecrübeli olmaya ihtiyacı olmadığını gördüm.
* Hep fikir üretmenin değil, üretilen bir fikri geliştirmenin keyfini yaşadım. Bunu sanat zümresindeki diğer arkadaşlarımın da  böyle hissettiğini gözlemledim.
* Üç gündür çocukları izlediğimiz her andan gurur duyarak, oyunla eğitime ve bunun uzantısı çocuğa oyunla eğitim ortamı yaratmaya olan inancım katlanarak arttı.

Bir sonraki yazı uygulamaya dair olacak.

Teşekkürler içindeki çocuğu günümüz çocukları ile buluşturan eğitmen arkadaşlara...





9 Mart 2014 Pazar

Una Yazı Yazmak

"Ödev Tutumlarına Sıradışı Bir Yaklaşım" konulu atölyemde bugün değerlendirme sürecinden;

İki saatlik verimli bir atölye çalışmasının ardından çocuklar çizgi arkadaşlarını renklendirmeye köşelerine çekildiler, büyükler de konu ekseninde düşüncelerini paylaştılar.

-Ödevi yapması için ödüllendirmeyi tercih ediyorum.
-Çocuğum oyunla birlikte ödevi harmanlamada zamanını iyi kullanamaz.
-Zamanımın çok fazla olmuyor.
-Çocuk okuldan çok yorgun geliyor. Biz bütün gün yoruluyoruz, günün stresi de oluyor. Bu hayat temposu çok zor.
- Dış motivasyonu, iç motivasyondan daha fazla kullanıyoruz. Aslında korkutmadan bunu nasıl sağlayacağımızı bilemiyorum.


Sonra bir anneden günün hikayesi geldi: Benim çocuğum okuma yazma öğrenmede çok zorlanıyordu. Evde bunu eğlenceli hale getirmek için neler yapabileceğimi araştırdım. Bir tepsiye un koyup harfleri orada oynayarak öğrenmeye başladı. Hem çok eğlendi, hem de öğrenme sürecine katkısı oldu.

Ben de bu güzel paylaşımın ardından dünkü duvar hikayemi paylaştım. Şikayetçi tonda olan herkeste olumlu yönde bir değişim başladı.

Çalışma aşağıdaki günün sözü ile tamamlandı.
Çocuğun dünyasında ödev zeytinyağı, oyun su gibi içiçe geçmez iki şey olmamalı. Su ve şeker gibi birbirine karıştırabilmeli, çocuğun doğasına uygun hale getirilmiş bir şerbet yapmalıyız.


 
Anne babalar çocukları oynarken, çocuklar çok eğlendi.

Çizgi arkadaşımızı renklendirirken.

Yapacağımız tartışma öncesi ilgili cümleler ve makale bölümlerini okurken.

8 Mart 2014 Cumartesi

Çocuklar Neden Ödev Yapar

Bugün Mustafakemalpaşa'da gerçekleştirdiğim atölyenin girişinde yazılı sorduğum sorunun cevaplarını paylaşacağım. Atölyeye iki aile anne-baba-çocuk; üç aile anne-çocuk katıldı. Tek uygulama iki saat gerçekleşen atölyenin değerlendirme aşamasında aileler ödev meselesi ile ilgili kendi örneklerini ve önerilerini paylaştılar.

Çocuklara:
1) Neden Ödev Yapmaktasınız?
-Başarılı bir öğrenci olmak için.
-Başarılı olmak için.
-Güzel şeyler öğrenmek için.
-Çünkü öğretmen verince ödev yapılır.
-Öğretmenim bana kızmasın diye.
2) Ödev yapmazsanız ne olur?
-Öğretmen bize kızar.
-Öğretmenim bana kızar.
-Derslerimde geri kalırım.
-Hiç başarılı olamam.

Günün hikayesi: Irmak'ın annesi Suzan hanım paylaştı. Karacabey'de alışveriş yaptığı bir marketin kasasında duran ortayaşlı bir bey ayaküstü Irmakla sohbet ettikten sonra anneye şu tavsiyede bulunur.
Kasiyer adam: Çocuğumun odasında bir duvarı çocuğuma hediye ettim. İstediği gibi çizebileceğini, istediği gibi karalayabileceğini, isterse duygularını ifade edebileceğini söyledim. Her yıl duvarı boyadım ve kızım her yıl duvarı yeniden kullandı. Şimdi üniversite ikinci sınıf öğrencisi ve onunla gurur duyduğum bir özgüvene sahip. Suzan hanım bu hikayeyi paylaşınca ona karşısına çağdaş bir peri çıktığını ve belki de çocuğunun hayatını değiştirecek bir hediye sunduğunu söyledim. Bu cümleyi kurarken de, şimdi de söylediğime çok inanıyorum.

Çalışmanın ilk aşamalarından bir an

Çocuklar oyunla ödev yaklaşımlarını konuşurken

Anne-Babalar da çocuk olup ödev üzerine konuştular

Değerlendirme aşaması öncesi konu ile ilişkili makaleler incelenirken

7 Mart 2014 Cuma

"Lorca'nın Acıklı Güldürüsü" Okulumuzdaydı

Bu gün okul sahnemizde Tiyatro Boğaziçi'yi misafir etmenin keyfini yaşadık. Lorca'nın hayatı ve eserlerinin anlatıldığı bu başarılı gençlik oyununu öğrencilerimiz göz kırpmadan izledi. Oyunun öğrencilerimizde bıraktıkları üzerine önümüzdeki hafta yapacağımız değerlendirme atölyelerinin sonuçlarını Mimesis'te yazacağım.
İşlerini ciddiyetle yapan, hem cesur, hem yetenekli, hem de istikarlı bu ekiple bir gün geçirmek keyifli ve öğreticiydi.

                                                                                        Oyunun ilk sahnesinden


Lorca'nın Yerma isimli oyununun Çamaşırcı Kadınlar sahnesi

Oyun bittiğinde seyircimiz içten bir şekilde ayağa kalkıp alkışladı

Bizim tiyatrocular oyun sonu kuliste Tiyatro Boğaziçi oyuncuları ile

6 Mart 2014 Perşembe

Irgandı Köprüsünde Bir Telaş

Şahinkaya Koleji'nde Tarih ve Drama kulübümüz bu yıl Irgandı köprüsünde oynayacak. İki yıl önce Kozahan'da, geçen yıl Süleyman Paşa Medresesinde oyununu sahneleyen kulüp Kozahan projesi ile Eğitimde İyi Örnekler konferansına davet edilmişti.
Bu günkü provamızda oyunun ikinci perdesinin ilk bölümünü bolca gülerek çalıştık. Üstelik güzel kızlarımıza şalvar da çok yakıştı.

Drama öğretmenimiz sevgili dostum Esra ve altın kızlar okuma provasında

Şalvarlar da pek yakışmış

Şalvarlar role girmek için çok işe yaradı