04 Temmuz Salı
Bursa’dan
Hatay’a eşim Duygu ve kızım Masal ile yola çıktık. Duygu iki ay boyunca
Reyhanlı’nın bir köyünde anaokulu öğretmenliği yapacak. Masal da bizim
işlerimizde yardımcımız olacak. Yol uzun olunca Adana’da bir gece dinlenmeye
karar verdik. Otelde sabah BM aracı ve görevlilerini görünce aklıma düşenler:
Son model bir jeep, üzerinde UN yazıyor. Dört yıldızlı bir otelde güzel bir
kahvaltı yapıp birazdan sahaya çıkacak iki kişi. Ne yapacaklarını bilmiyorum.
Ama o sırada aklıma 180 lokasyonda yaptığımız çalışma geldi. Gönüllü biçimde
yürüyen, bir doblo araçta beş ayda binlerce kilometre yolu tek kişilik koltukta
iki oyun kurucu ile kat etmemiz geldi gözümün önüne. Son beş ay yaptığım yolculuklardan hiç de
şikayet etmedim. Fakat otelde gördüğüm bu tablo beni iğreti ediyor. Bu kriz
koşullarında gerçekleşen fonlu projeler için de geçerli. Bir önceki yazımda
çocukların dekor olarak kullanıldığını yazmıştım. Oradan devam edeyim; bazı
kuruluşların varlığı ve içindeki profesyonellerin de işini sürdürebilmesi için
kriz koşulları onların dekoru.
Mayıs Ayı
Sürecinde HOP 3 adımını oturtmaya başladık
HOP 1 ve 2
adımını oturttuktan sonra sıra geldi aynı lokasyonlarda HOP 3 adımını
oturtmaya. HOP 2 deneyiminde çocuklar kendine tasarım yapıyorlar. HOP 3 de ise
yine kendileri için tasarım yapıyorlar fakat bu sefer tasarımın ana gövdesinde
budanmış ağaçlar kullanıyoruz. İpler ile gövdeleri sarıyoruz ve silikon ile
çubukları, düğmeleri gövdede kullanıyoruz. Kuklalar, salıncaklar vb. tasarımlar
çıkıyor ortaya. Artık etraftaki her şeyden oyuncak yapma deneyimi iyice
pekişmiş oluyor. Üstelik materyallerin de sadece endüstriyel atık olmadığını,
doğanın da bizim tasarımlarımız için harika fırsatlar sunduğunu görebiliyoruz.