29 Nisan 2014 Salı

Bir Cümle Çok Şey Anlatır

Bir çocuğa önce konuşmayı öğretirsiniz, sonra da susmayı...  Prochnow

Bütün oyunla eğitim atölyelerimde çocuğumuza yabancılaşmayı anlatmaya çalışıyorum. Bir cümle ile ifade etmeye çalışsaydım bu cümleden daha etkili anlatılabilir miydim bilmiyorum?

26 Nisan 2014 Cumartesi

Hayvan Çiftliği'nde Bizi Rahatlatan Karar

Sabah çalıştığımız grupla geçen yıl oynadığımız Kutuplarda Ayrımcılık isimli oyunumuz yedi sahneden oluşuyordu ve toplam 25 dakikalık bir oyundu. Şimdi çalıştığımız projede bazıları bir dakikayı bile bulmayan ama toplamda otuzu aşkın tablo var. Oyun süresi de 40 dakikayı aşacak.
Çocuklar her tabloda ne yapacağını çok iyi öğrendi. Fakat bu kadar çok tablo nedeni ile hangi sahneye başlayacaklarını karıştırıyorlar. Ne yapmak lazım?
-Son bir aya girdik diyerek acımasızca ezbere yüklenip, sahneleri sıra sıra öğrenmeleri için saatlerce tekrara mı yönelelim?
-Yoksa çocuklarımız madem tabloların içine hakimler, oyunun akşını sahnede bir prova yönetir gibi rahat rahat idare etmek mi lazım?
Çoğunluk ilk seçenek üzerinden gidiyor. Çocukların yetişkin sorumluluğu ile sahneye çıkması için gergin bir son zaman ve oyun günü yaşıyorlar.
Biz ikinci seçenek üzerinden gidiyoruz. İlk dönem drama ile kitap okuyarak işi içselleştirdik. İkinci dönem ise oyunu çalışırken oyunculuk çalışmanın da keyfine varıyoruz. Sahneye çıkacağımız gün mü? Bugün kü çalışmadan çok farklı olmayacak. Bu sabah Osman'la bunu karara bağladık.

Domuzlar çiftlik hayvanlarına direktiflerini verirken

Fenerbahçe'li İpek şampiyonluk kutlamalarına başladı :)

Boxer'ın bir insanı öldürdüğünü zannettiği sahne

25 Nisan 2014 Cuma

Ayvalık Tiyatro Festivali'nde "Alternatif Oyunlar"

5.Ayvalık Tiyatro Festivali'nin ikinci gününde, İsmet İnönü Kültür Merkezi'nde Alternatif Oyunlar atölyemi gerçekleştirdim.
Atölye için ideal sayıda katılımcının bulunduğu çalışmada, fırsat oyunları diye isimlendirdiğim  'kısa sürede oynanabilecek' oyunları birlikte oynadık. Atölyenin ikinci bölümünde de zamanın darlığı nedeni ile kurgu oyunlardan sadece birini oynayabildik.
Hem katılımcılara, hem de bizi misafir eden festival organizatörlerine bir daha gelme sözü vererek çok keyifli iki günü geride bıraktık.
Günden aklımda kalan: Bir anne kurgu oyunlarla ilgili uygulamalar sonrası Bilim Çocuk vb. dergileri sürekli takip ettiklerini ve o dergilerde de bu tür oynanabilecek oyunların olduğunu söyledi. Öyleyse bundan sonra arada bir göz attığım bu dergileri düzenli takip edeceğim demektir.

Fırsat oyunlarından birisi, bedenimizi kullanarak oynadığımız bir oyun

Bu oyunu da T. Karpinen'den öğrenerek uyarladım

Ben, Ertan, Erkan, Halil

23 Nisan 2014 Çarşamba

5. Ayvalık Tiyatro Festivalinin İlk Gününden

Uludağ Üniversitesi Oyuncuları ortak paydasından dostum Erkan Çılak ve bugün tanıştığımız şimdiki yol arkadaşlarının başarıyla düzenlediği festival bugün başladı.

İlk günden aklımda kalanlar;
- Oyunların oynandığı Sanat Fabrikası harika bir sanat mekanı olabilir. Şu an Devlet Tiyatroları'nın hibesi ile sahip oldukları koltuklar mekanı klasik bir salon tiyatrosuna evirmiş. Erkan'ın ilk tasarladığı mobil bir mekan tasarım fikrini ileri bir zamana ötelemiş. Eğer hayal ettiği sanat mekanını oluşturabilirse sadece Ayvalık'lı sanatçıların değil, Türkiye'nin dört bir yanında alternatif iş yapan tiyatrocular ve diğer disiplinlerden sanatçıların sıradışı işler üretebileceği bir buluşma noktası olabilir.
-Türkiye'de Şekspir Olmak isimli Gülşah Özdemir Koryürek'in çektiği belgesel güzel bir iş olmuş. Özellikle Metin Erksan'ın 1976 yapımı "Kadın Hamlet"'isimli filminin anlatıldığı bölümü not aldık ve en kısa zamanda filmi izlemeye karar verdik.
-Yarın atölyeye şu andan 7 aile katılım için kayıt yaptırmış. Bu ilgi memnun edici.
-Ve tüm gün bize eşlik eden ve şimdi de birlikte yemekte sohbet ettiğimiz Veysel Abi, sohbetin ve değerli evsahipliğin için teşekkürler.


Sanat Fabrikası- eskiden zeytinyağı fabrikası imiş
Sanat Fabrikasının dışından görünümü

Afişte Mavi Balon oyunu ve atölyem






















22 Nisan 2014 Salı

Harika Bir Katılımcı Okul Uygulaması

Uzun zamandır Şahinkaya Koleji'nde kurucumuzla çocukların okul yönetimine katılımının gerekliliğini konuşuyorduk. Okulumuzda 23 Nisan'da bir Çocuk Meclisi kurma fikri okul kurucumuz Oğuzhan Şahinkaya'nın yaklaşık bir ay önce gündeme soktuğu bir projedir. Ben kısaca Meclisin açılış gününe kadar hangi süreçleri izlediğimizi yazacağım.

Okul müdür yardımcımız Nermin Rençber liderliğindeher sınıftan; birinci sınıflardan birer, ikinci sınıflardan ikişer, üçüncü sınıflardan üçer, dördüncü sınıflardan dörder öğrenci seçilerek meclis üyeleri tespit edildi.
Birinci kongre dediğimiz ilk toplantıda çocuk meclisinin ne olduğu, nasıl çalışacağı ve meclis üyelerinin sorumlulukları nedir, bunları konuştuk. Bu kongrede çocukların işlerini çok ciddiye aldıklarını söylemeliyim. Ayrıca içlerinden yaş ve ay olarak en büyüğünü Meclis Başkanı seçtik. Bir sonraki kongreye kadar sınıf arkadaşları ile konuşup mecliste neleri tartışmak istediklerini belirlemelerini istedik. Önerilerini yazılı getirmelerini tembihledikç
İkinci kongremizi çocukların getirdikleri önerileri alarak ve meclis açılışımızı nasıl yapacağımızı konuşarak geçirdik. Meclis üyelerimizin en çok takıldığı detay açılış provasının yapılacağı Pazartesi günü de mi okula serbest kıyafetle gelmek oldu :)
Dün meclisimizin açılış provasını gerçekleştirdik. Meclis üyelerimizin oturma düzeni, meclis üyelerinin yemin töreni ve meclis gündem maddelerinin konuşulmasını prova ettik, ama konuşacakları konuların içeriklerine hiç müdahale etmedik.
Ve böylece en kısa zamanda paylaşacağım beş gündem maddesini meclis üyelerimiz oyladı ve iki hafta sonra tekrar buluşmak üzere meclisin bugünkü oturumu kapandı.

Meclis açılış konuşmamızı  bir meclis üyemiz yapmakta

Meclis başkanı açılış konuşmasını yapmakta

Meclis üyelerimizin yemin töreninden

19 Nisan 2014 Cumartesi

Sınav Yolunda Aile Boyu Paylaşım

Bugün Şahinkaya'da 8.sınıf öğrencileri ve ebeveynleri ile "Sınav Kaygısı" üzerine keyifli bir çalışma yaptık. Okulumuz rehber öğretmeni Hatice Süsler'in de katkısı ve katılımı ile; oyunları, doğaçlamaları kullanarak sınav kaygısı meselesini enine boyuna konuştuk. Aşağıdaki cümleler bu çalışmadan alınmıştır:

-Unutmayın bu sınav onun sonu değil. Sınav yaşantınızın mutsuzluk kaynağı olmasın.
-O bu sistemin değil, sistem onun kurbanı olmalı. Bu sınav onun atacağı son adım değildir.
-Kaygı, kaygın, kaygım.
-Kaygılanma mutlu kal, hoşça kal, hatta esen kal.
-Bağımsız kaygı duygusu insana bağımlı değildir, anavatanı sınavdır, dili özerk "eyvah" dilidir.
-Çok soru değil, az soru çözmeli, çözdüğünü anlamalı.
-Anlamaya çalışmak, şartsız güvenmek, sınavı gündemde tutmamak.
-Önemli olan bizim birlikteliğimiz, bizim mutluluğumuz. Sınav gelip geçicidir, ama mutluluğumuz sonsuzdur.

Çalışma içinden bir 'kamu spotu' uygulaması

Bir doğaçlama anı






Venedik Taciri, Sevgiliden Ayrılmak

Başlığa bakınca Venedik Taciri ile bir sevgiliden ayrılmak arasında nasıl bir bağ kurulabilir diye düşünebilirsiniz. Şöyle;

Altı yedi yıl önce Bursa'daki çocuk tiyatroları festivalinde Danimarka'dan gelen çocuk ve gençlik tiyatrosu yapan bir ekibin oyununu çok beğenerek izlemiştim. Oyunu izlediğim akşam da oyun üzerine tartışmaların yapılacağı otele gidip kadro ile yapılan söyleşiye katıldım. Herkes oyuna methiyeler düzüyordu, konu konuyu açtı ve oyun yönetmeni çok sevilen sahnelerden çok daha espirili bir sahneyi oyuna üzüle üzüle koymadıklarını söyledi. Hepimiz, aaa, keşke onu da izleseydik falan dedik. Yönetmen de oyun provalarında çok şey yaparız, ihtiyacımız olandan fazlasına sahip oluruz, o zaman bir sevgiliden ayrılmak gibi zor gelir fakat oyunun bütünlüğü için o şahane parçadan ayrılabiliriz, dedi.
Bu güne kadar yönettiğim dört Shakespeare oyunundan sonra, dün akşam gururla ve bir sevgiliden ayrılırmışcasına izledim Venedik Taciri'ni. Geliştirdiğim bu organizasyonda bu değerli işi bir yönetmenin sadece buna odaklanarak çalışması en doğru ve güzel karardı. O yüzden bir daha teşekkürler Alparslan Çolak. Ve okuldaki diğer sevgililerimi benden alan Esra Güneş, birlikte daha çok yükü daha az yorularak taşımanın konforunu sürüyorum.

Aşağılama ve ayrımcılığa vurguyu anlatıcı ile vererek başladık
Doğru tercih bizi aşka götürecek
Oyunun danslı açılış sahnesi

17 Nisan 2014 Perşembe

'Venedik Taciri' Yarın Sahnemizde

W.Shakespeare'in etkili eserlerinden "Venedik Taciri" - Alparslan Çolak'ın rejisiyle yarın akşam Şahinkaya Büyük Sahne'de saat:18.00'de sahnelenecek.

Kurulduğu ilk yıldan itibaren bugüne Shakespeare Company'de sırası ile Shakespeare'in; Hamlet, Fırtına, Othello, Romeo&Juliet isimli oyunlarını sahneye koyduktan sonra bu yıl ekibin sanat danışmanlığına geçerek, bayrağı oyunun rejisinde Alpaslan Çolak'a, dans düzeninde de Hakan Cengiz'e devretmenin heyecanı ve gururu ile yarına başlayacağım.
Yarının, önce "Venedik Taciri" oyuncu ve dansçı kadrosuna, ardından da oyunun yönetmenine uğurlu gelmesini dilerim.

Oyunumuzun afişi

14 Nisan 2014 Pazartesi

Pazar Atölyesinin Ardından

13 Nisan Pazar günü Mavi Balon Atölye'de anne-baba ve çocuklar bir arada oynadı. Oynarken birlikte oynamanın keyfini doyasıya yaşadılar.

Atölyenin birinci bölümünde fırsat oyunları oynadık ve bu oyunları günlük hayatımızda nerelerde, çocuğumuzun gelişimine nasıl katkı yapabileceğini konuştuk. İkinci bölümde ise bir tren yolu ile kurguladığımız bir masa üstü oyununu duyular çalışması için nasıl kullandığımızı gördük.Aileler ile yaptığımız değerlendirme sürecinde bu kurgu oyunu ev ortamında hangi amaçlarla, nasıl oynatılabileceğini tartıştık.

Baba oğul bir fırsat oyunu oynarken

Bedenimizi birlikte kullandığımız eğlenceli bir fırsat oyunu

Oyuncaklarım gözünden atölye

12 Nisan 2014 Cumartesi

Sınav Yolunda Rahat Bir Nefes Aldık

Bugün sekizinci sınıf öğrencilerimizle, sınav kaygıları üzerine ilk atölyemi yaptım.

Gençler  aileleri ile birlikte sınav kaygıları üzerine enine boyuna tartışma fırsatı buldu. Aynı zamanda ebeveynler de çocukları ile bu konudaki düşüncelerini paylaştı. Tüm bu süreç, konunun içeriği pek sevimli olmasa da keyifle geçti. Oyunla paylaşmanın, tartışmanın ve dialog kurmanın büyüsü bugün de bizimleydi.


Çalışmanın geri bildirimini sözlü yaptık. Yaklaşık 20 dakika çalışma üzerine konuştuk. Aklımda kalanlardan bir kısmı: Bir Öğrenci: Sınava şu ana kadar başkaları için hazırlanıyormuş gibi hissediyordum, bugün bu bakış açım değişti. Bir ebeveyn: İçinde bulunduğumuz sınav telaşesini yaşayan başka aileler ile biraraya gelmek beni rahatlattı. Bir diğer yorum; içinde bulunduğumuz yaşantıya kendimizin dışına çıkarak dışarıdan bakma şansı bulduk.

Bir doğaçlama anı (anne-oğul)

Ebeveynler atölyenin son aşamasında bir manifesto hazırlığında

11 Nisan 2014 Cuma

Sınav Yolunda Rahat Bir Nefes

"Alternatif Oyunlar", "Ödev Meselesine Sıradışı Yaklaşım" ve "Sosyal Medyaya Aynı Yerden Farklı Bakmak" isimli anne-baba/çocuk katılımlı tek defalık atölyelerime ek olarak, "Sınav Yolunda Rahat Bir Nefes" isimli atölyemin tasarımı bu gün sona erdi.

Atölye 8. sınıf öğrencileri ve aileleri, ayrıca 11.12. sınıf öğrencileri ve ailelerine yönelik olacak. Ve yarın ilk uygulamamı Şahinkaya Rehberlik Servisinden Hatice Süsler ile birlikte Şahinkaya Black Box'ta uygulayacağım.

Atölye plan defterinden bir görüntü

Rehberlik servisimizin hazırladığı bu makale atölyenin izleğini oluşturdu

6 Nisan 2014 Pazar

Hayvan Çiftliği'ni Oynayacak Mekanı Buldum

Bu yıl Nilüfer Sanat Çocuk ve Gençlik grupları ile çalıştığım Hayvan Çiftliği projesi için aradığımız çiftlik evini bulduk. Haziran ayında seyircimizle buluşturacağımız oyunun mekanı için gerekli bürokrasiyi de aşarsak hem çocuklar hem de bizim için unutulmaz bir deneyim olacak.

İşte Bay Jones'un Beylik Çiftliği iken, çiftlik hayvanlarının isyanı ile insanlardan arındırılmış ve daha sonra bazı hayvanların daha eşit! olacağı Hayvan Çiftliği.

Bahçenin hazırlanması ile mekan tamam gibi

Evin taraçasını da oyun alanına eklemeyi düşünüyorum

4 Nisan 2014 Cuma

Oyunla Eğitim Nedir?

"Oyunla Eğitim" iki çemberin kesişen alanıdır. Aşağıdaki fotoğrafların anlattığı gibidir:

Oyun oynarken tek yönlü iletişim karşılıklılığa dönüşür

Paylaştığınız şey her ne ise en samimi haline yaklaşırsınız

Oyun ortamımızda daima herkesin söz-davranma hakkı vardır

3 Nisan 2014 Perşembe

"Irgandı Köprüsü'nde Bir Telaş" Son Virajda

 Okulumuz (Şahinkaya Koleji) Tarih ve Drama Topluluğu'yla bu yıl hazırlamış olduğumuz tarihsel mekan oyununun üçüncü bölümünü bugün çalışarak kaba mizansen aşamasını tamamladık.

Oyun Irgamdı'da iş yapan bir grup esnafın azalan işleri nedeni ile Irgandı'da bir tiyatro yapma fikri ile başlar. O sıralarda Ahmet Vefik Paşa'nın Bursa'ya getirttiği Agop Efendi bizim esnafa Moliere'ın Cimri isimli eserini oynatmaya çalışır. Oyunun her yerinde reklam yapmaya çalışan esnaf, bir de gerçek ile oyunu birbirine karıştırıca oyunun içinde Moliere Efendi'nin kemiklerini sızlatacak yeni bir oyun doğar.

Oyunu 24 Mayıs Cumartesi akşamı Irgandı köprüsünde sahneleyeceğiz ve mekan olanakları gereği sadece biletli 40 izleyicimize oynayacağız.

Üçüncü perdeden okuma çalışması
Oyuncular prova izlerken 


2 Nisan 2014 Çarşamba

Hayvan Çiftliği’nde Üçüncü Aşamaya Geçtik

“Hayvan Çiftliği” projemizin üçüncü aşamasına, bugün metinlerimizi elimize alarak başladık.

İlk aşamasında Orwel’ın hikayesini drama yöntemi ile okuyarak ve eşzamanlı olarak dramaturjisini yaparak başladığımız projenin; ikinci aşamasında hikayeyi oyunlaştırdık. Oyunlaştırma aşaması ile birlikte kaba mizansenleri de belirlediğimiz bu aşamayı da geçen hafta tamamlamıştık. Bugün itibari ile metnimizi elimize aldık ve özellikle oyunculukta ayrıntı sürecine başladık.


Şimdi proje için yapacak son bir iş kaldı. Oyunu oynayacak bir çiftlik.

İşe metin harmanlamakla başladık


Ve metin üzerinden düzeltmeler

1 Nisan 2014 Salı

"Irgandı'da Bir Telaş" İsimli Oyunu Yazmayı Tamamladım

Şahinkaya Koleji'nde Tarih ve Drama topluluğumuz bu yıl oyun mekanı ve konusu olarak Irgandı'yı seçti. Bir dizi mekan çalışması, hikaye oluşturma aşaması ve ilk sahnelerin provaları ardından bir oyunda daha oyunun son cümlesini konuşturup tamamlamanın keyfini yaşıyorum. Aşağıda paylaştığım da oyunun son replikleridir.

AGOP: Hadi bakalım efendi, bu sahne oyuncuyu vezir de yapar, rezil de. Oynarken o kızdığın lonca reisini düşün, ticaret yaparken çektiğin cefayı düşün, şu koca köprünün kaderinin bu söyleyeceklerinde olduğunu düşün, düşün de bari oyunun sadece burası düzgün oynansın.
CİMRİNİN ALTINLARININ ÇALINDIĞINI HAYKIRDIĞI TİRAT OYNANIR
AGOP:  Aferin İsmail Efendi, aferin sana.  Şimdi çırak oyunu anlattığım gibi sen de anlat seyirciye, toparla sonunu.
ÇIRAK: Duyduk duymadık demeyin, eve giderken bu oyunun sonu neydi de demeyin. Cimri her şeyden çok sevdiği parasına kavuştu, kızı sevdiği adama, oğlu da sevdiği kadına kavuştu. Başka teferruatlarda var ama o da başka zamana kaldı. Bu Irgandı köprüsünden de size tiyatorayla hoş bir anı kaldı. (Fısıldayarak) Aramızda kalsın bekçi abi de bekarlığa veda edecek gibi. Diyeceksiniz ki bu evlilik namümkün. Hikaye bizimdir, mademki sevdiler birbirlerini elbette mümkün. Biz bir hayaliz Irgandı’nın mazisinde. Hiç olmadık aslında, ama bu köprüde sanat hep oldu. Şimdi de her dönemden daha da fazla var. Yeter ki bil, bilmeyene bildir.