01 Kasım Cumartesi günü Arena A.V.M.'de çocukları ile
keyifli bir oyun deneyimi yaşamak isteyen ailelerle buluştuk. Bir bebek
arabasını çocuklar nasıl bir oyuncak olarak görmek istediklerini ebeveynlerine
söyledi. Sonra çocuklar, anne babalar ve öğretmenlerimiz işe koyulduk. Sevimli
bir köpek yuvası, roket, araba ve fantastik bir masal dünyasına dönüştü bebek
arabaları. Ve ailelerimiz bir kez daha fark etti ki değerli olan oyuncağa
verilen para değil, oynamaya yüklenen anlam.
Aşağıdaki yazı da bu etkinliğin Harika Oyun Programı
felsefesini anlatmaktadır:
Endüstriyel oyuncakların çocuk dünyasına girmesi yaklaşık
150 yılı buldu. ‘Seri üretim, moda olan, plastik, Çin malı’ oyuncakların her
eve girmesi ise globalleşen dünya ile birlikte yaklaşık 30 yılı buluyor.
Çok iyi biliyoruz ki oyuncak bir tüketim nesnesi oldu.
Üretilirken çocuğun gelişimsel ihtiyacından çok, talep edilen olması/çok
satması asıl hedef. Bu hedefe varmak için üreticiler medyayı, hediye etme
ritüellerini, istedikleri biçimde yönlendiriyorlar.
Biz aileler de çocuğumuzun oyuncağının değerini
bilmemesinden şikayet ediyoruz.
Oyuncağı bir rüşvet olur görürsek “sana bu oyuncağı alırım
ama…”, kendimizden uzaklaştırmak için kullanırsak “İşim var, git odanda
oyuncaklarınla oyna.”; çocuğun oyuncağına yüklediği değerden de şikayetçi
olmamalıyız.
Endüstriyel oyuncakları çocuklar kendileri talep etmedi.
Çocuklar da üretmiyor. Çocuklar zaten var olduklarından beri etraflarındaki her
şeyi oyuna-oyuncağa çevirme becerisindeler. Ve tabii ki insanlık tarihi boyunca
ebeveynler de çocukları için oyuncak yapma tecrübesindeydi. Ta ki endüstri
devrimine kadar!
Şimdi kıyaslayalım, hangisi daha değerli?
Çocuğunuzla birlikte hayal edip dönüştürdüğünüz, ürettiğiniz
ve emeğinizi verdiğiniz bir oyun materyali mi? Endüstriyel bir oyuncak mı?
Harikalar Diyarı’nda oyun “HERŞEYLE”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder