Bir çocuk oyununu oluşturmanın pek çok yolu vardır. Çocuklara
bir metin verip çocukların ezberlemesini bekleyip, sonra da çocukların sahnede
neler yapması gerektiğini söyleyen demode yolu seçeneklerin dışında bırakalım .
Bu ezberci ve tüm kontrolün öğretmende olduğu yolu kenara atınca geriye kalan
bütün yöntemler belki de bir çocuk oyunu oluşturmanın diğer yollarını ifade
ediyor.
İşte o yollardan biri.
Heykel oyunu diye isimlendirdiğim bir oyun var. Her an, her
yerde oynanabilir. Ben (ya da bir ebe) heykel diyor. Çocuklar olduğu yerde
donup kalıyor. Sonra ben onların etrafında dolaşıyorum. Onları güldürmek için
komik sesler çıkartıyorum, komik yüz ifadeleri yapıyorum. Çocuklar gülmemeye ve
kıpırdamamaya çalışıyor. Acaba iki üç basit adımda bu oyundan nasıl bir sahne
üretebiliriz?
Öğretmen çocukları küçük kümelere ayırır. Öğretmen her
kümeye gider. Çocukların salıncakta oynuyor gibi, kaydıraktan kayıyor gibi oynamalarını ister.
Buna bir numaralı oyun diyelim.
Öğretmen çocuklara heykel oyununu oynatır. Birkaç tekrar ebe
değiştirerek oynatmaya devam eder. Sonra çocukların küçük kümelere ayrılmasını
ister. Buna da iki numaralı oyun diyelim.
Bir gurup çocuğa el feneri verelim. Işıklar kapandığında
sahnede yavaşça ve fenerle yürümelerini isteyelim. Sahnedeki hiçbir şeye
çarpmamaları (diğer çocuklar ve dekor) gerekmektedir. Eğer bir yere çarparlarsa
yanarlar. Bu da bizim üç numaralı oyunumuz olsun.
Şimdi bu üç oyunu birbirinden bağımsız oynattığınızı
varsayalım. Çocukları iki kümeye ayırabilirsiniz. Birinci kümeye parktakiler,
ikinci kümeye ise fenerciler ismini verebilirsiniz. ‘Bir’ dediğinizde bir müzik
eşliğinde çocuklar parktaymış gibi oynarlar. İki dediğinizde parktakiler heykel
olur, fenerciler içeri girer. İlk tekrardan sonra ikinciye aynı sahneyi
oynatabilirsiniz. Bu sefer oyun esnasında siz bir hikaye anlatabilirsiniz.
“Sevimli çocuklar mahallesinde çok güzel bir çocuk parkı varmış. Çocukların
birbirleri ile çok güzel oynadığı parkta birden zaman durmuş. Bütün çocuklar
bir süreliğine heykele dönüşmüş. Parka elleri fenerli ‘oynamayıbilmezler’
gelmiş ve sonra…”
Hikayenin devamını çocukların yazmasını isteyebilirsiniz.
Hatta oyununuzda aynı sahne ile başlayıp çocuklarla birlikte karar verdiğiniz
iki üç farklı devamı oynayabilirsiniz. Tüm çocuk oyununu değil ama çocuk oyununun
önemli bir bölümünü çocukların tekrar etmekten keyif alacağı günlük oyunlar
üzerine kurabilirsiniz.
Hikayenizin başını sizin yapılandırdığınız bir dizi oyun
belirledi. Ve oyunlar size bir hikaye sundu. Çocuk oyununuzun devamında ise
çocukların yazdığı bir hikaye var. Hikayenin aşağıdaki gibi olduğunu
varsayalım.
“… oynamayıbilmezler her akşam aynı saatte gelmeye devam
edip oyun parkına zarar veriyorlarmış. Oynamayıbilmezler gittiğinde hava tekrar
aydınlanıyor, heykel olan çocuklar eski hallerine dönüyorlarmış. Eski hallerine
döndüklerinde parklarının zarar gördüğünü fark edip şaşkın şaşkın etraflarını
seyrediyorlarmış. Ali yerdeki toplu almış ‘burada tuhaf şeyler oluyor’ diyerek
bir arkadaşının kucağına atmış.” Öğretmen
tam burada çocukların bu topla bir oyun tasarlamasını isteyebilir. Daha sonra
topla kurulan oyuna göre (istop da olabilir, topu aynı kişilere atarak örüntü
yapmak da olabilir) konuşma sıralarını belirleyebilir. Topun geldiği her çocuk
parktaki durumla ilgili saçma bir tahminde bulunma oyunu oynayabilir.
Tüm bu süreçlerde çocuklar oluşturma-tasarım sürecinin aktif
içinde bulunuyorlar. Ve tekrar etmekten bunalmayacakları sahneleri birlikte
keşfetmiş oluyorsunuz. Siz deha bir yönetmen, çok yaratıcı bir yazar bile
olsanız, eğer bu oyundan kendiniz değil de çocuklarınızın yararlanmasını
istiyorsanız; onların oyunları ile onların çocuk oyunlarını oluşturmalarına
aracılık ediniz.
Siz aracı olun, bırakın çocuklar yapsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder