Bu yazı erken çocukluk döneminin 3 ile 6 yaş arası diliminde oyun temelli çalışmalarda hangi hedeflerle ve neler yaptığımı açıklamak için yazılmıştır.
Erken çocukluk gelişimi çocukluğun ilk yıllarından
başlayarak ilkokula kadar olan süreyi kapsar. Bu dönem zihinsel ve
fiziksel gelişimin son derece hızlı olduğu ve kişinin ileriki yaşamına ilişkin
birçok yapı taşının oluştuğu ve şekillendiği zaman dilimine karşılık geliyor.
Çok iyi biliyoruz ki son derece hızlı gelişen fiziksel ve zihinsel gelişimde oyunun yeri çok önemlidir. Sağlıklı oyun oynayan çocuklar hem okul süreçlerinde hem de hayatları boyu güçlü temeller üzerine kişiliklerini inşa etmiş olur.
Bir oyun ne kadar az yapılandırılmışsa ve ne kadar çok
özgürlük alanı sunuyorsa, bu oyunun faydaları da o kadar çok olur. Bu sav risk,
zorluk ve macera boyutları da olan daha az yapılandırılmış, daha az denetim
altına alınmış oyunların çocuklara fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal
anlamda daha fazla fayda sağlayacağını iddia eden araştırmaların bir sonucudur.
(Eğitim Profesörü Michael Patte)
Çalıştığım sosyokültürel yapıdaki çocuklar ise aşağıdaki gibi
nedenler yüzünden yukarıda bahsedilen sağlıklı oyunları yeteri kadar
oynayamamaktadır.
1.Bakıcıların korumacı yaklaşımı
2.Çok erken yaşta sahip olunan tablet, telefon, oyun konsolu
vb. dijital araçlar
3.Okula çok erken yaşta başlama ve okul dışı zamanlarda da
çeşitli kurslara devam etme
4.Pandemi nedeniyle yeterince sosyalleşememe, ev dışında oyun
alanı ve arkadaşına ulaşamama
Son yıllarda özellikle büyük şehirlerde ebeveynler çocukları
için okula başlamadan önceki dönemlerinde bazı girişimlerde bulunmaktalar.
Çeşitli oyun gruplarına katılmak bunlardan ilk akla gelenidir. Bu oyun
gruplarına giden ailelerin en temel hedefi çocuklarının diğer çocuklarla
sosyalleşmesini sağlamak oluyor. Daha çok ebeveynlerin sosyalleşmesine yarayan
bu buluşmalar aslında çocukların sosyalleşmesi hedefiyle gerçekleştiğinde pek
sonuç vermiyor. Sonuç vermemesinin temel nedeni özellikle 3-4 yaşın paralel
oyun dönemi olup çocukların hala işbirlikçi oyunlara geçmemiş olmaları.
Etrafındaki yetişkinler sıklıkla çocuklarına paylaşma ile ilgili çabalarda da
bulunsalar bile bu zamanı gelmeden bitkiyi bolca gübrelemek gibi oluyor ve pek
sonuç vermiyor. Bir diğer temel problem de sosyalleşmek gibi genel ve hayati bir
kazanımın haftanın belli günleri ve saatleri ile kazanılamayacağı. Ebeveyn
doğada, hayvanlarla ilişkilerde, açık alanlarda, komşuluk ilişkilerinde ve
alışverişte çocuğuyla beraber etrafla kurduğu iletişimle, bu kanallarda çocuğunu
teşvik ettiği veya engellediği oranda onun sosyalleşmesini belirlemiş oluyor.
Dolayısıyla bu oyun grupları girişte bahsettiğimiz sağlıklı oyuna tümden yanıt
veren girişimler olamıyor.
Ayrıca özellikle çalışan ailelerin başvurduğu bir diğer çözüm
de oyun ablaları ile çocuklarının belli zamanlarda buluşup evde veya parklarda
zaman geçirmesi. Eminim eğlenceli zaman geçirme konusunda çok işe yarıyordur.
Genellikle pdr, psikoloji ve eğitim fakültesi öğrencileri için de güvenli bir
part time çalışma alanı da yaratmakta. Fakat bu buluşmalar da çocukların
yukarda bahsettiğimiz gelişimsel ihtiyacını karşılamıyor. Burada ana hedef güvenilir
bir bireyle çocuğun iyi vakit geçirmesi oluyor.
Çok erken döneme hitap eden jimnastik, İngilizce oyun, drama
hatta kodlama kurslarında da çıkış noktası çocuk olmuyor genelde. Okula
başlamadan önce bazı kurslara göndermek daha çok ebeveynlerin kendilerini
rahatlatmaya hizmet eden çocuk için oluşturulmuş eğitim endüstrisinin! bir unsuru.
Burada tekrar olacak ama yinelemeliyim bazı temel tutumlar -yaratıcılık, iletişimsel beceriler vb.-
haftanın belli günleri ve saatleri ile kazandırılamaz.
Peki 3-5 yaş grubu çalışmada ben ne yapıyorum? Yaptığım işin
tanımı ne? Çocukla hangi amaçlarla çalışıyorum?
Çocukların yetişkinlerin rehberliği olmadan serbestçe
oynadıkları oyunlarda birtakım şeyleri öğrenmede zorlanabildikleri ve
öğrenmelerinin zaman alabildiği görülmektedir. (Weisberg – 2013) Bu nedenle
yetişkinlerin çocuklara rehberlik ettiği yönlendirici oyunlar (guided play)
çocukların öğrenme süreçlerinde ve gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Yönlendirici
oyunda yetişkinlerin rehberliği şunları içerir.
-Çocukların öğrenme amaçlarını belirlemek,
-Öğrenme sürecini başlatmak,
-Gerektiğinde süreci müdahil olmadan yönlendirmek,
-Çocuğu (ya da çocukları) aktif bir şekilde oynamaları için
cesaretlendirmek,
-Yorumlarla çocukların oyunlarına eşlik etmek,
-Onların kendilerini keşfetmelerine fırsat vermek,
-Öğrenme süreci boyunca çocukların etrafıyla etkileşime
girmelerini sağlamak,
Bu işi uygulayan kişiye ise benim 2014 İPA Uluslararası Oyun
Konferansında tanıştığım mesleki tanım çok uyuyor: Workplayer, Oyun
Kolaylaştırıcısı.
Benim uygulama stratejilerim;
Uygulamalarımı birebir yapmayı tercih ediyorum. O yaş
seviyesinin oynadığı tüm oyun türlerini deneyimlemesini ve bu deneyimleri
zamanla kendi kendine uygulayabilir hale gelmesini hedefliyorum. Bir oyun
buluşmamıza oyun menüsü diye isimlendirdiğim bir akışla giriyorum ve bu oyunlar
için gerekli malzemeleri çocuğa sunuyorum. Fakat akış esnek ilerliyor. Çocuğun
kendi içsel motivasyonu ile oynamasını, keşfetmesini ve istediği kadar sürdürüp,
istediğinde bırakmasını önemsiyorum. En çok da bu yüzden eğitmenlerden
ayrılıyorum ve kolaylaştırıcı demeyi daha doğru bir tanımlama olarak görüyorum.
Menümde tasarım, odaklanma, dil gelişimine yönelik oyunlar, motor beceri için
oyunlar, kinestetik oyunlar ve eğitsel oyunlar her çocuğun güçlü ve
geliştirmesi gereken yönlerine göre yerini alıyor. (Bu oyun türleri ile ilgili
yazılmış yazılarım ve oyun örnekleri bloğumun geçmiş yazılarında var. Ayrıca
önümüzdeki yazılara da her biri ayrı ayrı konu olmaya devam edecek)
Tabii bu çalışmaların verimliliğe ulaşmasında aileyle
sağlıklı oyun konusuna aynı pencereden bakmamız önemli. Aynı şekilde çocuğa
sürekli bakım hizmeti veren ev yakını ya da çalışanının da aynı perspektiften
bakması değerli. Çünkü haftada iki saatlik çalışmaların çocuğun sağlıklı
büyümesine dönük olumlu tutum geliştirmesi için diğer zamanlara yayılmasının
öneminden bahsetmiştim. Tabii bu çocuğun başlattığı, kendiliğinden gelişen ve
sonlanan oyun tutumlarında çocuğun desteklenmesi anlamına gelmektedir. Anne ve
babanın sürekli bir oyun kolaylaştırıcı olma kimliğinde olmasına gerek yoktur. Ebeveyn
içinden geldiği gibi oynamalı, içinden geldiği sürece ve gerçekten keyif alarak
oyunu sürdürmelidir. Bu şekilde oynanan oyun organik bir oyundur.
Çocuğun güvenlik kaygısı ve sağlıklı büyümesi arasında da ince
bir çizgi vardır. Frank Furedi’nin başucu kitaplarımdan biri olan Paranoyak
Anne Babalık kitabının kapak cümlesi şöyledir: “Bazen Uzmanları Dinlememek
Çocuğunuz İçin En İyisi Olabilir!” yine aynı yazarın Korku Kültürü isimli
kitabında ise “Risk Almamak En Büyük Risktir” der ve çocukların güçlü büyümesi
önünde abartılmış güvenlik önlemlerini eleştirir.
Bakım hizmeti verenlerde bu korumacı tutum ebeveyne göre daha
da fazla olmaktadır. Aslında ebeveynlerin bakım verenleri bu konuda
rahatlatmaları ve çocuklarının sağlıklı büyümesinde temel rolde olan bakım
verenlere hem kendilerinin hem de profesyonellerin eğitim vermeleri yerinde bir
çaba olabilir.
Hayatlarının biricikleri olarak torunlarını gören büyükanne
ve babaların torunlarına olan koşulsuz sevgileri de özellikle oyuncak alma,
oyun oynarken kollama konusunda takım oyununu bozan tutumlara neden olmaktadır.
Elbette bunu isteyerek yapmayan büyükanne babalar, yakın akrabalar ve
arkadaşlar çocukları oyuncağa boğmaktadır. Sürekli alınan oyuncak çocuğun
sağlıklı büyümesine olumlu değil olumsuz etkide bulunur. (Bu başlı başına bir
blog konusu olup bir sonraki yazıda ayrıntılı ele alınacaktır.)
Ve en son olarak can sıkıntısı: Çocukların canının sıkılması
kötü bir şey değildir. Yaşamaları gereken, deneyimlemeleri gereken bir duygudur.
Çocuklarımızın canı sıkıldığında paniklememize hiç gerek yok. Can sıkıntısı
çözüm üretmek, keşfetmek ve yaratıcılık için yararlı bile olabilir.
Kurslar, oyun grupları için genellediğimi kendim için de
yinelemek isterim. Haftada iki saatlik çalışmam tutum değişikliğine neden
olmaz. Domino taşlarını harekete geçirecek ilk etkiyi yaratır. Taşların arka
arkaya hareket etmesi yukarıda bahsettiğim diğer bileşenler ile birlikte mümkündür.
Tüm değerli çocuklarımın değerli aileleri ve çevresindeki
yakınları ile keyifli ve verimli işbirliği dileklerimle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder