1 Nisan 2014 Salı

"Irgandı'da Bir Telaş" İsimli Oyunu Yazmayı Tamamladım

Şahinkaya Koleji'nde Tarih ve Drama topluluğumuz bu yıl oyun mekanı ve konusu olarak Irgandı'yı seçti. Bir dizi mekan çalışması, hikaye oluşturma aşaması ve ilk sahnelerin provaları ardından bir oyunda daha oyunun son cümlesini konuşturup tamamlamanın keyfini yaşıyorum. Aşağıda paylaştığım da oyunun son replikleridir.

AGOP: Hadi bakalım efendi, bu sahne oyuncuyu vezir de yapar, rezil de. Oynarken o kızdığın lonca reisini düşün, ticaret yaparken çektiğin cefayı düşün, şu koca köprünün kaderinin bu söyleyeceklerinde olduğunu düşün, düşün de bari oyunun sadece burası düzgün oynansın.
CİMRİNİN ALTINLARININ ÇALINDIĞINI HAYKIRDIĞI TİRAT OYNANIR
AGOP:  Aferin İsmail Efendi, aferin sana.  Şimdi çırak oyunu anlattığım gibi sen de anlat seyirciye, toparla sonunu.
ÇIRAK: Duyduk duymadık demeyin, eve giderken bu oyunun sonu neydi de demeyin. Cimri her şeyden çok sevdiği parasına kavuştu, kızı sevdiği adama, oğlu da sevdiği kadına kavuştu. Başka teferruatlarda var ama o da başka zamana kaldı. Bu Irgandı köprüsünden de size tiyatorayla hoş bir anı kaldı. (Fısıldayarak) Aramızda kalsın bekçi abi de bekarlığa veda edecek gibi. Diyeceksiniz ki bu evlilik namümkün. Hikaye bizimdir, mademki sevdiler birbirlerini elbette mümkün. Biz bir hayaliz Irgandı’nın mazisinde. Hiç olmadık aslında, ama bu köprüde sanat hep oldu. Şimdi de her dönemden daha da fazla var. Yeter ki bil, bilmeyene bildir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder