İpa – Dünya Oyun Konferansı 2. gün notları:
Prof. Dr. Belma Tuğrul’un konuşmasından;
* Oyun okur-yazarlığı; bireysel farklılıkları göz önünde
bulundurarak, oyunu anlamak, oyunu bir hak olarak görmek.
* Oyun sürprizli bir şey. Oyunun tekrarı yok. Oyunların içinden
oyun çıkıyor.
* Oyunun kendisi çocuk için bir ödül.
* Oyun bir dünya pasaportu-çocuk pasaportu ve dünyanın her
yerinde geçerli.
* Oyun çocuğun hayatında bir domino etkisidir. Yaşamlarının
her noktasında zihinlerini, kalplerini, ellerini ve sağlıklarını geliştirirler.
Prof. Dr. Artin Göncü’nün konuşmasından;
* Oyunun işlevi yetişkinin dünyasında da aynı işleve sahip.
* Oyun oynayan çocuk hayatında olamadığı şeyleri tecrübe
ediyor.
* Piaget’e göre; kendi güçlerini ve geleceği test etmek için
bir araç. Freud’a göre; sorunla baş etmek için araç.
* Oyun bir yorumlama faaliyeti. 12 aylık çocuklar bile
yorumlama faaliyetinde bulunuyor.
* Çocukları eğitim müfredatlarında müfredat uzmanı ve
planlayıcısı olarak görmelisiniz. Karanlık ofislerimizde oturup, bardaklarca
kahve içerek onlara nasıl testler hazırlayacağınızı düşünmek yerine onların
oyun alanına girin.
*Çocuklar sizin gibi birey. Onları ciddiye alırsanız size ne
istediklerini, ihtiyaçlarını söylüyorlar. Onların bir birey olarak varlığını
kabul etmelisiniz.
*Oyunu tek başında oynama bile sosyal bir faaliyet
içindedir.
* Sosyal evcilik oyunlarına baktığımızda sürekli bir
müzakere halinde olduklarını görürsünüz. Oyunları planlarlar. Sonra? Sonra ne
yapacağız? Sonra? Burada bir anlama konusu var. Kontrol konusu var? Sürekli bir
iletişim durumu var.
*Çocuklara yaratıcı oyun öğretmek amacıyla bir çalışma
yaptılar. Bu çok saçma.
* Yaratıcı oyun çalışmaları çocukları baskı altına
almaktadır. Uzun süreli bir etkisi yoktur.
* Öğrenme-öğretme ikisi aynı anda olur. Siz öğretmen,
öğretirken gözlemler, iletişim kurar ve öğrenirsiniz.
* Bizim öğretmenlerle oyun oynamamız gerekiyor.
Prof. Dr. Artin Göncü’ |
Öğleden sonra izlediğim bir sunu:
Avustralya’da Natured Kids uygulamaları;
* Doğal çevrede oyun oynama.
* Ağaç parçaları toplayıp kendilerine ev yapmalarını
sağlayabilirsiniz. Bitkilerin etrafına taşları boyayarak, değişik boylarda
taşlar toplayarak çılgın saksılar yapabilirsiniz.
* Etraftaki canlılarla ilişki kurmalarını sağlayabilirsiniz.
(Elinde büyüteçle koşturan ve doğayı inceleyen çocuk fotoğrafları.)
*Çevreyi koruyalım demeden önce tanımayı, sevmeyi öğretin.
* Doğal malzemeleri kullanarak yaratıcılıklarını
geliştirmelerine olanak verin.
* Çamurları alıp bir köşede harika bir sergi açın, sergi
alanını da birlikte düzenleyin.
*Saç bandına doğadan topladıkları yaprakları vb. şeyleri
yapıştırıp sıra dışı bir saç bandı tasarımı yapın.
Devamındaki diğer sunu:
Theraplay Nedir?
* Yoğun, interaktif ve ilişki odaklı ebeveyn-çocuk terapisi.
*Şimdi ve burada olma deneyimine odaklanır.
*Yetişkin tarafından yönlendirilir, önceden
yapılandırılmıştır.
*Çocuğun duygusal seviyesine uyumlu, sağ beyinle yol alınan
yaparak, yaşayarak, deneyimleyerek
gerçekleştirilen bir uygulama.
* Çoklu algılama.
3.gün sabah konuşması notları;
İlk konuşmacı Therasa Casey,
*Çocuk hakları 31.madde yorumu üzerine konuştu. Oyuna erişim
hakkı konusunda devletlerin bu madde ile ilgili üç temel yükümlülüğü olduğunu
söyledi. Saygı duymak, Korumak, Yerine Getirmek.
*Konuşmasına kriz sonrası oyuna erişim ile ilgili
çalışmaların önemine vurgu yaparak devam etti.
*31. Maddenin BM sürecinde hangi aşamalardan geçerek kabul
edildiğini ve bu noktaya geldiğini kısaca özetledi.
Ardından konuşmacı olarak Halepçe Belediye Başkanını
dinledik,
*Şehirlerine 7 yıl önce atılan kimyasal silahın etkilerinin
hala sürdüğünü ve yaralarını sarmaya devam ettiklerini anlattı.
*2007 yılında şehirlerine bir Kürt genç rehberliğinde gelen
bir İskoç’un çocuklar için şehirde bir macera parkı yapacağını söylemiş. Bunu çocuklarla yapmak istediğini eklemiş, başkan kendilerinin de bunun için gerekli yardımı
yaptıklarını söyledi.
* “Çocuklar kendi oyun parklarını tasarladı. Kitlesel imha
silahlarından müzdarip olan bu şehirde, çocuklar kendi oyun parklarını yapmaya
başladılar. Ve ben sık sık o parkı ziyaret ediyorum. Kendi yaptıkları parkta
kahkaha sesleri duyuyoruz.”
Devamında aynı sorunlu coğrafyanın başka bir ülkesinde
çocuklar için yapılanlar:
Andras Besterczey Lübnan’daki Suriye’li mülteci çocukların
Lübnan’da çocuk ve oyun hakkı üzerine konuşmasını yaptı.
*Suriye’li 3 milyon kayıtlı mülteci var. 700 bini
Türkiye’de. Kayıtlı mültecilerin %50 si 18 yaşın altında.
*Lübnan’da mültecilerin şehirlerde dağınık bir biçimde
yaşamaya çalıştıklarını, Türkiye’ye göre koşullarının daha farklı olduğunu ve
Lübnan’lı çocuklarla sürekli temas ihtimali olduğunu ve ebeveynlerden
öğrenilmiş bir nefretleri olduklarını belirtti.
*Çocuklar ile çalışırken yapılandırılmış çalışmalar yapmayı
tercih ediyorlarmış.
* Bu tip sorunlu durumlarda özellikle gençlerle yaptıkları
çalışmalarda sorunlu kişilere odaklanmak yerine, önderlerine odaklandıklarını
söyledi. Rol modellerine odaklanmanın daha doğru bir strateji olduğunu
vurguladı.
*Gençlerle sadece spor yapmanın yeterli olmadığı,
yaratıcılıklarını değerlendirecek ve bu açıdan ihtiyaçlarını karşılayacak
çalışmalarında önemini anlattı. Bazı kuruluşların bölgede film ve fotoğraf
çalışmalarının başarılı sonuçlar verdiğini açıkladı.
*Çalışmalarının metodolijisinden bahsederken, önce sorunu
belirlediklerini sonra da çözüm yollarını ürettiklerini söyledi. Eğer
projelerine gençlerin katılımında engel yoksullukları ise mesleki gelişim
programı geliştirdikleri, ulaşım ile ilgili engeller varsa ulaşım problemini
çözdüklerini söyledi.
* Sözlerini çok değerli şu cümle ile tamamladı: “Bir çocuk bir
yıl okula gitmese bunu telafi edebiliriz ama bir yıl oyun oynamayan bir çocuğun
bir yılını telafi edemeyiz.
Üçüncü gün öğleden sonra hep birlikte Maçka Parkında oyun
şenliğine katıldık ve çocukların ürettiği farklı oyunları hep birlikte oynadık.
4.gün sunumundan notlar;
*Dünya genelinde 4 milyar kişi internete girmiyor. Bu
sayıdan sadece 300 milyon kişi 3G erişiminden uzak.
*Bir “Küresel Oyun Toplumu” varlığından söz etti.
* İngiltere de internete girme yaşının ortalama yedi ve bu
oran hızla aşağı düşüyor.
* 3-4 yaş grubu çocukların %37’si düzenli internete giriyor.
%28’in kendi tabletleri var.
* 2017 de oyun sektöründe 100 milyar dolarlık bir pastanın
olacağı öngörülüyor.
* U.K.’de oyunun ortalama yaşı 35. Sektör sadece çocuklara
yönelmiyor, her yaştan oyuncu var. Ve tasarım çocuklar dikkate alınarak
yapılmıyor. Bazı oyunların 18 yaş altına satışı yasak fakat çocuklar bu
oyunlara ebeveynleri yada başka yollarla ulaşabiliyor.
*U.K.’da her gün 55 milyon saat oyun oynanıyor.
*Oyunların gelişmesinde ailelerin de payı var. Artık aileler
çocuklarını dışarı salmıyor. Pedofili veya bambaşka güvenlik kaygıları nedeni
ile çocuklarını evde zaman geçirmeye zorluyor. Bu yüzden çocuklar evde oyun
konsollarıyla oyalanıyorlar. Onları sokaklardan, parklardan içeri alan biziz.
* Bazı oyunların içerikleri çocuklara uygun değil. Bu yönde
yapılan araştırmalarda bilimsel sonuç elde etmek belki de 20 yıl sürecek. Pek
çok bilimsel araştırma daha başlangıç aşamasında.
Aynı oturumun devamında;
Çocuk Kültürü Araştırmaları Vakfı müdürü Prof. Dr. Müge
Atar, mevsimlik tarım işçilerinin çocukları ile yürüttükleri çalışmanın bize
paylaştıklarından bazı satırbaşları.
*Çocukların 0-6 yaş grubunun ilk, acil, yaşamsal ihtiyaçları
öncelikleri olmuş.
*Anne ve çocuğun nasıl vakit geçirdiğini içerden gözlemle,
onlarla birlikte yaşayarak öğrenmişler.
*Annelerin tarlaya gitmesi nedeni ile kız çocukları çadır
içinde ve dışında bakıcı görevi görüyor.
*Çocukların tarımda kullanılan eşyalara, ilaçlara yakın
olmasının onlar için oluşturduğu tehditler, su kanallarında oynayıp boğulan
çocuklar, geleneksel yöntemlerle yanlış tedavilerin yarattığı olumsuz sonuçlar
bu çocukların başındaki en büyük tehdit.
* Her çocuk (2-6 yaş) annenin yanında olmak istiyor. Anne
ise yaptığı iş nedeni ile çocuğu döverek uzaklaştırıyor.
* Erkek çocuk şiddete eğilimli oyun oynuyor.
*Ebeveynler, çocuklarının geleceğinin de kendileri gibi
olacağını düşünüyorlar. Çocuklarının eğitiminin önünde engel oluyorlar.
* Bazı anneler çocuklarının gelişimi için oyunun farkında
olabiliyor, ama babalar hiç farkında değil.
* Dışardan yapılan bazı iyi niyetli çalışmalara tarım
işçilerinin yorumu şöyle olabiliyormuş: Bunlar geldiler bize öğretiyorlar ve
gidiyorlar.”
*Çocukların oyun pratikleri bizim hep gözlemlediğimiz gibi
değil. Onların oyun deneyimleri, tecrübeleri ve bilişsel gelişimleri daha düşük
seviyede.
Bir sonraki İPA konferansında Kanada’da görüşene kadar
birbirimizle vedalaştık.
Maçka oyun şenliğinden |
Dostlar oyun hakkını savunur, işimiz gücümüz budur |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder