19.IPA Dünya Konferansı İstanbul İTÜ Mimarlık Fakültesi ev
sahipliğinde Taşkışlada 20 Mayıs’ta başladı. Aşağıdaki cümleler ilk gün konuşmalarından benim seçtiğim satır başlarıdır.
* İPA ‘Uluslararası Oyun Derneği başkanı Thresa CASEY
İpa’nın kuruluş amacını anımsatarak konuşmasına başladı. Bu kongrede Oyunla
Erişimi her yönüyle ele alınacağını belirtti. İpa’nın bundan 50 yıl önce bir peyzaj mimarı
tarafından kurulduğunu anlatan Casey, oyunun çocuğun fiziksel ve sosyal
gelişimi için önemini vurguladı. Savaş ortamı, felaket sonraları vb. durumlarda
oyun hakkının daha sık ihlal edildiğini ifade etti. İPA’nın en önemli görevlerinden birinin bu
oyun hakkı ihlali yapan devletlerin sorumluluklarını hatırlatmak olduğunu
konuşmasına ekledi.
Kongre Ana Salon'dan bir görüntü |
* Casey’in ardından konuşan Milli Eğitim müsteşarı Yusuf
Büyük yenilenmiş müfredat programlarına 5 saat oyun dersi eklediklerini ve
okulları çocuklar için nitelikli bir yaşam alanına çevirmek için gayret
ettiklerini bildirdi. Ayrıca Büyük, Suriyeli mülteci ailelerin çocukları için
(müsteşarınn verdiği bilgiye göre 70 bin çocuk) çocuk dostu oyun alanları
oluşturulduğunu, eğitimlerine devam etme fırsatı sunduklarını sözlerine ekledi.
* Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, çocukların
şehirde oyun alanının sıkıştığının farkında olduklarını, okullarda bunu telafi
etmek için projeler ürettiklerini anlattı. 2012 yılında okul öncesi programın
güncellendiğini, bu kapsamda 25 bin öğretmenin eğitildiğini söyledi.
* Galler Çocuk Hakları komiseri Keith Towler konuşmasından
önce çocuklarla konuşması için yaptığı video çekimlerini gösterdi. Açıkçası
bütün bürokratik konuşmalardan sonra tam da işin özüne uygun bir başlangıç
yapmış oldu. Yapacağı sunumun isminin ‘başlat durdur, ileri sar, geri sar’
olduğunu ve bunun çocukluğunda çok sevdiği bir oyun olduğunu söyledi. Towler,
çocukları dinlemeli ve onları anlamaya çalışmalıyız diyerek konuşmasını
sürdürdü. Görevlerinin çocuklar için olumlu adımlar atmak olduğunu, bu amaçla
Galler’de bağımsız bir çocuk hakları kuruluşunda yaptıklarını anlattı.
Ülkesinde çocukların oyun erişimine engel olan unsurları anlattı. Çocukların
oyun erişiminde
1) Güvende olmak 2)Oyun
oynamak
olarak iki şeyi çok önemli gördüklerini belirtti. Bizim için
özgürlükten kastımız çocuğun içinden geleni yapabilmesidir dedi. Konuşmasının bir bölümü kendi ağzından: “Örneğin
köpek kakası yüzünden çocuklar oyun oynayamıyorlar, işte bu gerçekçi ve
çözülmesi gereken bir problem.” Sonra
ülkesi ile ilgili Galler’in çocuk hakları konusunda ilk komiser atayan ülke
olduğunu, taahhütlerini yerine getirme konusunda üstün bir çaba gösterdiğini
belirtti. Yerel yönetimlerin oyun fırsatları konusunda kendilerini gözden
geçirdiklerini söyledi. Belediyelerin bu konuda kendilerine danıştıklarında
bunu ben nereden bileyim çocuklara sorun dediğini espirili bir biçimde bize
aktardı. 31. Maddeye getirilen bu yeni yorum bu açıdan çok önem taşıdığını, bu
konvansiyona taraf olan her ülke bu taahhütlerini yerine getirmesini, ayrıca
hassas gruplara odaklanma gerekliliğini, çingeneler, dezavantajlı olanlar,
Suriye’li çocuklara ulaşmaları gerektiğini sözlerine ekledi. Towler’in tekerlekli sandalyesinde düşme oyunu
oynayan ve bir keresinde düştüğünde kolu kırılan çocuğun kahkahalarla kendine
güldüğünü ve ilk defa yaralandığı için nasıl mutlu olduğunu anlattı ve engelli
bir çocuğun kendini incitme özgürlüğünden bahsederek konuşmasını tamamladı.
* İlk günün konuşmacılarından bir diğeri de Pr. Dr. Ahmet
Cengiz Yıldızcı – Peyzaj Mimarı; çocuk
oyun alanlarının tarihsel gelişiminden bahsetti. İlk çocuk oyun alanının 1857
yılında Central Park’ta yapıldığını, günümüz çocuk oyun alanlarının tasarımında
Hollandalı şehir plancısı Aldo Von Eyck’in özel bir öneminin olduğunu ve
700’den fazla oyun alanı tasarladığını, ,ilk kum havuzu kullanan kişi olduğunu
söyledi. Ve 1968 yılında Danimarka’da 3-7 yaş çocukları için açılan Legolandla
devam ederek günümüze kadar çocuk oyun alanlarının gelişimini anlattı.
Öğleden sonra oturumunda farklı ülkelerden oyunu meselesi ve
profesyonel uğraşı olarak yapan bazı konuşmacıların söylediklerinden bazı
anektotlar:
*Oyun oynama yaratıcılığa, esnekliğe ve adaptasyona
bağlıdır. Travmatik olaylarla baş etmeyi prova ederler. Oyun kaotiktir. Risk ve
güçlükle ilgili fırsatları öğrenirler.
Ayrıca bir konuşmacı “oyunsuzluk” kavramını ortaya atarak,
gerçek işinin oyun oynamayan çocuklar olduğunu vurguladı. Oyun oynamayan
çocuğun; gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamadığı, şiddet eğilimli oldukları,
agresif-pasif-obez eğilimli oldukları, beyinlerinin de gerektiği gibi
gelişemeyeceği vurgusunu yaptı.
*Ailelere oyunla ilgili tavsiyeler: Çocuklarla oynamak için
zaman yaratın, oyunlarda çocuğunuzla gerçekten iletişime girin, onun ne
söylediğini dinleyin, oyun oynamayı bir ödül yada oynatmamayı bir şeyin cezası
olarak vermeyin. Çocuğunuzun bilgisayarı için özel bir password geliştirin.
*Belisa de Freitas Pereira – Brezilya İpa temsilcisi; konuşmasında
Brezilya’da oyun hakkı konusunda neler yapıldığını anlatarak başladı. Odak
noktalarının ülkelerinde 31.maddenin uygulanması olduğunu söyledi. Play ludens
Centre isimli bir oyun köyü kurduklarını ve özellikle kamuya farkındalık ve
baskı aracı olarak bu oyun köyünün işlevinden bahsetti.
* Başka bir konuşmacı; çocukluk
esnasında geliştirdiği becerilerle erişkinlik arasında ciddi bir bağlantı
olduğunu söyledi. Çocukluklarında oyun oynamayan insanlar yetişkinliklerinde
sosyal anlamda problemler yaşadıklarından,
oyun oynamayan çocuklar ile ilgili bilincin arttırılması için gerekli
konferans vb. çalışmalar gerçekleştirmenin önemini vurguladı.
* Oyun esrarengiz bir güçtür.
Oyun için gerekli koşullardan ilki güvendir. Tehdit varsa odaklanmaz. Çocuğa
güven hissi verilmelidir.
* İpa İsveç’in bir sonraki
hedefi ebeveynler olacak.
* Yaptığımız işin ismi:
Playwork. Oyun aracıları yada oyun kolaylaştırıcıları olarak bunu çevirmek
mümkün.
* Japonya’da oyun aracıları
(yada çalışanlığı) bir statüye kavuşmuş durumda ve hızla profesyonelleşiyor.
* Pakistanlı bir katılımcı: oyun
işçiliği olmak zorunda. Dünya kapitalizmle sürüklendikçe ve doğayı daha çok
tehlike altına aldıkça daha çok oyun çalışanına ihtiyaç olacak.
Tarihi Taşkışla binasının bahçesinde keyif zamanı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder