21 Mayıs 2014 Çarşamba

Dünya Oyun Konferansı İlk Gününden Notlar

19.IPA Dünya Konferansı İstanbul İTÜ Mimarlık Fakültesi ev sahipliğinde Taşkışlada 20 Mayıs’ta başladı. Aşağıdaki cümleler ilk gün konuşmalarından benim seçtiğim satır başlarıdır.

* İPA ‘Uluslararası Oyun Derneği başkanı Thresa CASEY İpa’nın kuruluş amacını anımsatarak konuşmasına başladı. Bu kongrede Oyunla Erişimi her yönüyle ele alınacağını belirtti. İpa’nın  bundan 50 yıl önce bir peyzaj mimarı tarafından kurulduğunu anlatan Casey, oyunun çocuğun fiziksel ve sosyal gelişimi için önemini vurguladı. Savaş ortamı, felaket sonraları vb. durumlarda oyun hakkının daha sık ihlal edildiğini ifade etti.  İPA’nın en önemli görevlerinden birinin bu oyun hakkı ihlali yapan devletlerin sorumluluklarını hatırlatmak olduğunu konuşmasına ekledi.

Kongre Ana Salon'dan bir görüntü


* Casey’in ardından konuşan Milli Eğitim müsteşarı Yusuf Büyük yenilenmiş müfredat programlarına 5 saat oyun dersi eklediklerini ve okulları çocuklar için nitelikli bir yaşam alanına çevirmek için gayret ettiklerini bildirdi. Ayrıca Büyük, Suriyeli mülteci ailelerin çocukları için (müsteşarınn verdiği bilgiye göre 70 bin çocuk) çocuk dostu oyun alanları oluşturulduğunu, eğitimlerine devam etme fırsatı sunduklarını sözlerine ekledi.
* Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, çocukların şehirde oyun alanının sıkıştığının farkında olduklarını, okullarda bunu telafi etmek için projeler ürettiklerini anlattı. 2012 yılında okul öncesi programın güncellendiğini, bu kapsamda 25 bin öğretmenin eğitildiğini söyledi.
* Galler Çocuk Hakları komiseri Keith Towler konuşmasından önce çocuklarla konuşması için yaptığı video çekimlerini gösterdi. Açıkçası bütün bürokratik konuşmalardan sonra tam da işin özüne uygun bir başlangıç yapmış oldu. Yapacağı sunumun isminin ‘başlat durdur, ileri sar, geri sar’ olduğunu ve bunun çocukluğunda çok sevdiği bir oyun olduğunu söyledi. Towler, çocukları dinlemeli ve onları anlamaya çalışmalıyız diyerek konuşmasını sürdürdü. Görevlerinin çocuklar için olumlu adımlar atmak olduğunu, bu amaçla Galler’de bağımsız bir çocuk hakları kuruluşunda yaptıklarını anlattı. Ülkesinde çocukların oyun erişimine engel olan unsurları anlattı. Çocukların oyun erişiminde
1) Güvende olmak  2)Oyun oynamak
olarak iki şeyi çok önemli gördüklerini belirtti. Bizim için özgürlükten kastımız çocuğun içinden geleni yapabilmesidir dedi.  Konuşmasının bir bölümü kendi ağzından: “Örneğin köpek kakası yüzünden çocuklar oyun oynayamıyorlar, işte bu gerçekçi ve çözülmesi gereken bir problem.”  Sonra ülkesi ile ilgili Galler’in çocuk hakları konusunda ilk komiser atayan ülke olduğunu, taahhütlerini yerine getirme konusunda üstün bir çaba gösterdiğini belirtti. Yerel yönetimlerin oyun fırsatları konusunda kendilerini gözden geçirdiklerini söyledi. Belediyelerin bu konuda kendilerine danıştıklarında bunu ben nereden bileyim çocuklara sorun dediğini espirili bir biçimde bize aktardı. 31. Maddeye getirilen bu yeni yorum bu açıdan çok önem taşıdığını, bu konvansiyona taraf olan her ülke bu taahhütlerini yerine getirmesini, ayrıca hassas gruplara odaklanma gerekliliğini, çingeneler, dezavantajlı olanlar, Suriye’li çocuklara ulaşmaları gerektiğini sözlerine ekledi.  Towler’in tekerlekli sandalyesinde düşme oyunu oynayan ve bir keresinde düştüğünde kolu kırılan çocuğun kahkahalarla kendine güldüğünü ve ilk defa yaralandığı için nasıl mutlu olduğunu anlattı ve engelli bir çocuğun kendini incitme özgürlüğünden bahsederek konuşmasını tamamladı.
* İlk günün konuşmacılarından bir diğeri de Pr. Dr. Ahmet Cengiz Yıldızcı – Peyzaj Mimarı;  çocuk oyun alanlarının tarihsel gelişiminden bahsetti. İlk çocuk oyun alanının 1857 yılında Central Park’ta yapıldığını, günümüz çocuk oyun alanlarının tasarımında Hollandalı şehir plancısı Aldo Von Eyck’in özel bir öneminin olduğunu ve 700’den fazla oyun alanı tasarladığını, ,ilk kum havuzu kullanan kişi olduğunu söyledi. Ve 1968 yılında Danimarka’da 3-7 yaş çocukları için açılan Legolandla devam ederek günümüze kadar çocuk oyun alanlarının gelişimini anlattı.
Öğleden sonra oturumunda farklı ülkelerden oyunu meselesi ve profesyonel uğraşı olarak yapan bazı konuşmacıların söylediklerinden bazı anektotlar:
*Oyun oynama yaratıcılığa, esnekliğe ve adaptasyona bağlıdır. Travmatik olaylarla baş etmeyi prova ederler. Oyun kaotiktir. Risk ve güçlükle ilgili fırsatları öğrenirler.
Ayrıca bir konuşmacı “oyunsuzluk” kavramını ortaya atarak, gerçek işinin oyun oynamayan çocuklar olduğunu vurguladı. Oyun oynamayan çocuğun; gelişimsel ihtiyaçlarını karşılamadığı, şiddet eğilimli oldukları, agresif-pasif-obez eğilimli oldukları, beyinlerinin de gerektiği gibi gelişemeyeceği vurgusunu yaptı.
*Ailelere oyunla ilgili tavsiyeler: Çocuklarla oynamak için zaman yaratın, oyunlarda çocuğunuzla gerçekten iletişime girin, onun ne söylediğini dinleyin, oyun oynamayı bir ödül yada oynatmamayı bir şeyin cezası olarak vermeyin. Çocuğunuzun bilgisayarı için özel bir password geliştirin.
*Belisa de Freitas Pereira – Brezilya İpa temsilcisi; konuşmasında Brezilya’da oyun hakkı konusunda neler yapıldığını anlatarak başladı. Odak noktalarının ülkelerinde 31.maddenin uygulanması olduğunu söyledi. Play ludens Centre isimli bir oyun köyü kurduklarını ve özellikle kamuya farkındalık ve baskı aracı olarak bu oyun köyünün işlevinden bahsetti.

* Başka bir konuşmacı; çocukluk esnasında geliştirdiği becerilerle erişkinlik arasında ciddi bir bağlantı olduğunu söyledi. Çocukluklarında oyun oynamayan insanlar yetişkinliklerinde sosyal anlamda problemler yaşadıklarından,  oyun oynamayan çocuklar ile ilgili bilincin arttırılması için gerekli konferans vb. çalışmalar gerçekleştirmenin önemini vurguladı.
* Oyun esrarengiz bir güçtür. Oyun için gerekli koşullardan ilki güvendir. Tehdit varsa odaklanmaz. Çocuğa güven hissi verilmelidir.
* İpa İsveç’in bir sonraki hedefi ebeveynler olacak.
* Yaptığımız işin ismi: Playwork. Oyun aracıları yada oyun kolaylaştırıcıları olarak bunu çevirmek mümkün.
* Japonya’da oyun aracıları (yada çalışanlığı) bir statüye kavuşmuş durumda ve hızla profesyonelleşiyor.
* Pakistanlı bir katılımcı: oyun işçiliği olmak zorunda. Dünya kapitalizmle sürüklendikçe ve doğayı daha çok tehlike altına aldıkça daha çok oyun çalışanına ihtiyaç olacak.

Tarihi Taşkışla binasının bahçesinde keyif zamanı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder