Çalışma aşağı yukarı aşağıdaki cümlelerle başlamıştır.
(Atölyeye veliler ilgili müdür yardımcısı eşliğinde gelir. Black Box isimli bu performans alanına ilk defa gelmişlerdir.)
N. B.: Hoş geldiniz.
(Çoğundan mesafeli bir başla hoş bulduk cevabı. Bir kaç kişiden samimi bir gülümseme.)
Nedim Buğral: Hafta içi, çoğumuz mesaisini bıraktı, günlük rutininizi bozdunuz ve buraya geldiniz. Şimdi okulumuzun daha önce hiç bulunmadığınız bir eğitim alanındasınız ve tam olarak niye geldiğinizi de bilmiyorsunuz.
(Tüm bakışlarda anlamaya çalışan bir ifade.)
N.B.: Bahçede samimi bir biçimde gülümsediğiniz drama eğitmenine şimdi ise sizin için tehdit olan biriymiş gibi bakıyorsunuz. Çünkü size oyun oynatacağımdan, size rol yaptıracağımdan korkuyorsunuz. Ve bu da sizi geriyor.
(Çoğu kafasıyla onaylıyor.)
N.B.: Siz bugün bu proje ile ilgili çalıştığım beşinci grupsunuz. Ve her başlangıç bu duygularla gerçekleşti. Ama size önümüzdeki bir saatte çocuğunuzla birlikte hiç de gerilmeyeceğiniz, son derece keyifli bir süreç vaad ediyorum.
(Gergin bakışlarda kısmen azalma.)
N.B.: Monteigne asırlarca önce şöyle söylemiş. Çocuğun en gerçek uğraşı oyundur diye. Şimdi biz o gerçek uğraş ile yaşadığımız Bursa'yı nasıl algıladığımızı deneyimleyeceğiz ve sizin de içinizdeki çocuğa ulaşacağız. Google bilgisinden uzaklaşıp, bir projeye insan hikayeleri ile ulaşmanın yollarını yaşayarak araştıracağız.
(Çocuklar gelir. Anne babaların yüzünde gerçek bir gülümseme. Çocuklar koşarak annelerine-babalarına sarılır.)
N.B.: Hoş geldiniz çocuklar, sabırsızlıkla sizi bekliyorduk. Birlikte oynamaya hazır mısınız?
Ve çalışma başlar...
Bittiğinde herkesin keyfi fazlasıyla yerindedir. Ve normalde bir A4 sayfaya yazılmış bir bilgilendirmeyle (yada ödev formuyla) asla ulaşamayacağınız bir birlikte öğrenme-araştırma motivasyonu sağlanmış olur.
Artık Bursa'nın Detayları projemiz dış motivasyon ile değil, iç motivasyon ile yapılacaktır.
Büyülü bir 1 saat sayesinde :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder