Katılımcılara atölyede kendi çocukluklarında oyunu ne zaman bırakıp eve döndüklerini sorduğumda tüm yanıtlar ezan okununca oluyor. Bu yanıt verilirken herkesin de suratında bir tebessüm oluşuyor. Sonra soruma devam ediyorum. Hiç ben acıktım deyip oyunu bırakıp eve döndünüz mü? Tüm yanıtlar hayır oluyor. Bir çıkarımda bulunuyoruz birlikte. Yani günlük ihtiyaç sıralaması yaparsak oyun yemeğin önünde geliyor.
O zaman çarpıcı soru geliyor. Okulun temizliği için Beyaz Zambak gibi denetim mekanizmaları varken, yemek-kantin denetimleri yapılırken, çocuğun günlük ihtiyaçlarında tüm bunların çok önünde olan oyunun okuldaki yeri üzerine eğitim ekosistemi neden düşünmez! Neden oyun hakkı ihlallerini besin ya da temizlik kadar önemsemez. Bu sistemin karar vericileri kendi çocukluklarından bu kadar kopuklar mı, oyundan bizim bilmediğimiz başka nedenlerle mi uzak duruyorlar?
İşte bu sorular atölyemin içindeki en önemli sorulardan biri...